Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sokrates

Anadolu halkının bir ruhu vardı; nüfuz edemedin. Bir kafası vardı; aydınlatamadin. Bir vücudu vardı;  besleyemedin. Üstünde yaşadığı bir toprak vardı;  işletemedin. Onu , hayvanı duyguların, cehaletin, yoksulluğun ve kıtlığın elinde bıraktın. O, katı toprakla kuru göğün arasında bir yabani ot gibi bitti. Şimdi elinde orak , buraya hasada gelmişsin! Ne ektin ki , ne biçeceksin ?
Reklam
Bunun sebebi, Türk aydını gene , sensin! Bu viran ülke ve bu yoksul insan kitlesi icin ne yaptın? Yıllarca onun kanını emdikten ve onu bir posta halinde katı toprak üstüne attıktan sonra,  şimdi de gelip ondan tiksinmek hakkını kendinde buluyorsun.
Bu zavallı insanlardan , sevgi , şefkat ve insanlık namına,  artık ne bekliyoruz? Bu iklimin çorakligi , ruhlarını kurutmuştur. Bu ıssızlık ve bu gurbet onlara müthiş bir egoizm dersi vermiştir. Onun için her biri kendi yuvasında kunduza dönmüştür.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bunların hiçbiri "ne yaptığını " bilmiyor.    Eğer, bilmiyorlarsa kabahat kimin? Kabahat, benimdir. Kabahat, ey bu satırları heyecanla okuyacak arkadas; senindir. Sen ve ben onları, yüzyıllardan beri bu yalçın tabiatın göbeğinde, herkesten, her şeyden ve her türlü yaşamak zevkinden yoksun bir avuç kazazede halinde bırakmışız. Açlık, hastalık ve kimsesizlik bunların etrafını çevirmiştir. Ve cehalet denilen zifiri karanlık içinde, ruhları, her yanından örülü bir zindanda gibi mahpus kalmıştır.
Sayfa 181Kitabı okudu
Bütün bunlara rağmen,  bu ıssız adanın  kimsesiz sakini , mağazasının içinden  dışarıya doğru başını uzattığı vakit hiç sönmeyen bir liman fenerinin yeşil ve kızıl ışığını görüyor. Bu benim ümidimin ışığıdır.  Benim ümidim... Yağını nereden alıyor?  Fitilini kimler tazeleyip yakıyor?  Bilmem,  bilmem... Fakat, bu umut benim tek gıdamdir. Bu umut benim yaşama gücümün en son parıltısıdır. O söndüğü gün... İşte,  bunu tasavvur edemiyorum.
Sayfa 109Kitabı okudu
Reklam
Yazıklar olsun , seni sevmesini bilmeyenlere;  ey , gamlı ülke! ... Seni sevip , senin sessiz dramın içinde gömülüp gitmekten korku çekenlere! ... Taşın, toprağın ne bitmez bir sabır ve mukavemet hazinesidir! İnsan, senin göğsünde ya destanı bir kahramanlığa erer ya da ilahi mizaçli velilerin feragat ve mahviyet derecesine varır.
Geceleri sabahlara kadar okumayayim da ne yapayım? Ben ,el ayak çekildikten sonra odamın kapısını sürmeleyip kitaplarımla baş başa kalmak hazin sergüzeştini ve yaşadığım anın ağır sıkıntısını unuttuğum tek saattir. O vakit , bu çıplak ve yalçın oda , gerçek dünyadan sağa geniş, daha ferahlı bir alemin munis, sevimli ve her biri sihir ve füsunla yoğrulmuş mahlukları ile dolmağa başlar.
....biliyordum ki , insan hayvanların  en kötüsü,  en bayağısı ve en az sevimli olanıdır. (Hayvanların ) ... sadelikleri, samimiyetleri, içgüdülerindeki doğruluk ve isabet, bütün  kusurlarını unutturuyor. İnsan  içgüdüsü ise bozuktur.