Sustum, düşündüm, durgunlaştım.
En çok hüzündü adım...
Ama elhamdülillah hiç yanlız kalmadım.
Yöneldim sesimi işitene.
Ve bir ayet düştü dilime;
"Ben kaderimi ve hüznümü sadece Allah'a arz ederim."
O kadar güzel o kadar anlamlı ve iyi gelen bir kitap ki . Kitapta geçen kıssaları okuyunca bir çoğunda tüylerim diken diken oldu . Hepsi ayrı ayrı aklımda . Okudukça huzur veriyor kesinlikle okumalısınız.
"Allah, her şeyi meleklerden daha iyi bildiği halde meleklerine sorar:
“Nereden geliyorsunuz?”
“Dünyada yaşayan bazı kullarının yanından
Bugün bir genç kardeşim koşarak yanıma gelerek ; dün bir tarikatın dergahına gittiğini, ilk gidişi olmasına rağmen dergahtan sorumlu kişinin kendisine 7-8 madde halinde eve gitttikten sonra yapması gereken ibadetleri ( içerisinde ibadet sayılmacak fiillerde var ) söylemiş. Tabiki bu maddelerin içinde rabıta da var. Akabinde şeyh efendinin fotoğrafını göstererek dua etmeden evvel mutlaka bu resmi gözünün önüne getirerek tahayyül et demiş. Üstelik bunları neden yapması gerektiğine dair hiçbir açıklamada da bulunmamış. Bu genç kardeşim haklı olarak şüphe içerisinde bunları anlamlandıramıyorum diyerek benden yardım istedi. Elimden geldiğince mukni cevaplar verip, şüphelerini izale etmeye çalıştım. Muvaffak da oldum Elhamdülillah. Asıl meseleye gelecek olursak : Tarikatların kendisinde bir problem olmasa da, insanları tarikata celbetmek noktasında sorumlu olan kişilerde ciddi problemler var. Bir insanın tahsilini, bilgisini, birikimini, şeriat vecibelerini yerine getirme noktasında ki seviyesini bilmeden hemen ilk günden böyle eline liste tutuşturmak büyük bir hatadır. Bu iş yeni müslüman olan birine farzı öğretmeden evvel sünneti öğretmeye benziyor. O insanı kazanayım derken aslında takip edilen metodun yanlışlıgı sebebiyle netice o insanı kaybetmeye müncer oluyor. Niyet ne kadar halis olursa olsun, yöntem doğru olmadığı sürece bırakın insan kazanmayı, var olan insanı da kaybedersiniz.