Çok büyük üzüntüler yaşandığında, ilk güçlü sarsıntılardan sonra insan hep uyumak ister. Ölüme mahkûm olanların son gece çok derin uyudukları söylenir. Zaten insanın doğası gereği de öyle olmalı, yoksa dayanacak gücü kalmaz…
“Ben susarak konuşma ustasıyım, hayatım boyunca susarak konuştum ve bütün trajedileri tek başıma susarak yaşadım. Ah ne talihsiz bir adamım! herkes beni terk etti, terk edilip unutuldum ve kimsenin ama kimsenin bundan haberi yok!”
Uzun sessizlikler büyük aşkların ve ikili ilişkilerdeki huzurun önemli mihenk taşlarından biri olarak görülür. Dostoyevski bu eserinde ise paylaşılmayan sessizliğin nasıl ölümcül bir silaha dönüşebileceğini anlatıyor.
Kendisine eziyet eden teyzelerinden başka kimsesi olmayan, kendini bu durumdan kurtarmak ve iş ilanı verebilmek için yırtık kazağına kadar rehin verebilecek derecede kararlı ve bir o kadar gururlu bir kız. Aşağılık kompleksini mağrurluğunun ardında saklayan, kızın çaresizliğinden faydalanmak isteyen ama aslında kıza kendini layık görmeyen bu yüzden onu sessizliğiyle cezalandıran rehinci bir adam.
Kendi kurtuluşu için bedenini, sonra da adamın sessizliğine ruhunu rehin veren bu kızın intiharıyla başlayan bu romanda adamın iç hesaplaşmasına şahit oluyoruz.
Biz kimlere ne karşılığında kendimizi rehin veriyoruz?
Uysal KızFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 20238,3bin okunma
"Sanat konusunda, sanat olaylarının çeşitliliği üstüne birlikte daha çok konuşmamızı kimi kez dilediğini söylüyorsun ya, ben bu özlemi sürekli olarak duyuyorum -hele bazen, deliler gibi..."
Kitap 7 bölümden oluşuyor. İlgimi çeken sadece 2 bölüm oldu. Onun dışında diğer bölümler sıradandı. Kitap 44 sayfa olmasına rağmen ne zaman bitecek diye sayfa saymış olabilirim. Kasvetli ve iç karartıcı olması sebebiyle böyle hissettirdiğini düşünüyorum ve sanki bölümler üzerine yazılırken hiç düşünülmemiş gibiydi. Hikayeler çok saçma yerlerde bitiyordu. bölümlerin sonunda bu muydu yani dediğim oldu tabi bunda yazarın hayatını da göz önünde bulundurmak çok yerinde olur. Macar edebiyatına gelirsek sanırım okuduğum ilk kitap yer yer merakımı arttırdı diyebilirim.