Kitabı okuyunca insan bu kadar küçük çocukların kan dökecek kadar nefret barındırabildiğine gerçekten inanamıyor... Küçük çocuklar da insan ne de olsa diye düşününce çok da mantıksız gelmiyor. Bunun en büyük etkisi nasıl yetiştirildiği.. Sevgisiz büyüyen insanlar yeri geldiğinde çok acımaz olabiliyor.. Sevgi, sevgi, sevgi... Öyle gerekli, öyle işlenmesi gerek bir şey ki...
Kitap gerçekten mükemmel! Gerçek hayatı böyle ilmek ilmek işlemiş... Liderlik uğruna neler yapılabileceği, doğru söyleyenin dokuz köyden kovulduğu hatta öldürüldüğü, iyinin istenmediği, kötülüğün ne kadar ileri gidebileceği, dış görünüşle nasıl yargılanıldığı, kendi çıkarları uğruna insanlığın nasıl yok sayıldığını... Benim canım “Domuzcuğum”.. İlk sayfalarından beri içimi böyle yaraladı onun masumiyeti, başına gelenler... Kitabı okurken özellikle sonlara yaklaştığınızda daha bir aydınlanıyorsunuz yani hiç değilse bende öyle oldu. Olaylar çok güzel oturdu ve gerçek hayatla bütünleşti... İçimizdeki iyiliklerin hiç bitmediği, paylaştıkça çoğaldığı bir dünya olması dileğiyle...