Aliya İzzetbegoviç'in Türklere Yazdığı Mektup
"Merhaba efendim, ben Aliya. Aliya İzzetbegoviç. Bosna-Hersek'in cumhurbaşkanıyım. Sizi Devlet-i Aliyye'nin en güzel şehirlerinden birinden, Bosna Sarayı'ndan, sizin daha sık kullandığınız haliyle Saraybosna'dan selamlıyorum. Bu kısacık sohbetimizde, parçası olduğumuz Avrupa'dan, Avrupa'nın ve Batı'nın
- küçücük çocuklar gözler önünde can verirken
hiç bir şey yapamıyoruz
zindandaki mahkumlar gibi
elimiz kolumuz bağlı
biz suçluyuz
bunca olanlara karşı ..
Onlar ise gerçekten hür
Annem Malatyalı babamda Adıyamanlı ve bu şehirlerde kan bağı ile bağlı olduğumuz bir sürü akrabaya sahibiz.
Yine de şükür ki yakınlarımızda hiç bir kayıp olmadı. Ama tabiki bu durum içimizi ferahlatsa bile orda ki binlerce insan bu kadar şanslı değildi onlar için var olduğuna inandığımız bir yaratıcıya ettiğimiz dualar, göz yaşları, elimizden geldiğince yardımları esirgememeye çalıştık. Bu olay ilk değil son da olmayacak. Her şeyin bir sebebi var ama ihmaller olayların etkilerini daha da büyük kılıyor. Olan olguları sadece kadere bağlarsak elimiz kolumuz bağlı bir şekilde teslim oluruz ve değiştirebileceğimiz ve önüne geçeceğimiz durumları göz ardı ederiz. Lütfen yaptığınız iş her ne ise hakkı ile yapın, o işin arkasında durun ve ortaya çıkabilecek olumsuzlukları düşünüp önlemi alın. Ve bugün olabildiğince video, ses gibi o günü yaşayan insanları tetikleyecek paylaşım yapmaktan kaçınarak bu günü unutmayacağımızı belli edersek , hem o günü yaşayan kişiler için daha sağlıklı hem de bu günü tarihimizde ne kadar büyük bir yara olduğunu anmak için de daha iyi bir yol olduğunu düşünüyorum.
UMMADIĞINIZ YERDEN DEVRİLECEKSİNİZ
Allah'ın bize
Yetecek kadar verdiğine
Gözünüzü diktiniz
Hep daha fazlasını biriktirdiniz
Bizden çalarak
Toplum için yaşamayan
Kendine derdine düşmüş
Hakkını aramayan birey yetiştirdiniz
Böylelikle bizi
Daha kolay yönetecektiniz
Ey sünger kafalılar
Evet bizim elimiz kolumuz bağlı
Sakın unutmayın
Ummadığınız yerden devrileceksiniz
Gökhan ER
I 27 Ocak 2024 I
"Biz Holokost cenderesinden geçmedik. Bizim İsrail'e borcumuz yok. Borçlu olanlar rahat konuşamıyor.
Eğer elimiz, kolumuz, dilimiz bağlı kalırsak, hesabını tarihe veremeyiz. Borçluluk psikolojisi içerisinde İsrail-Filistin savaşını değerlendirmemek gerekir."
Recep Tayyip ERDOĞAN Başka söze gerek yok !!!! NOKTA #Erdoğan #Almanya
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Eğer elimiz, kolumuz, dilimiz bağlı kalırsak, hesabını tarihe veremeyiz. Borçluluk psikolojisi içerisinde İsrail-Filistin savaşını değerlendirmemek gerekir. Bizim İsrail'e borcumuz yok. Borçlu olanlar rahat konuşamıyor.
Medeni (!?) Batının İnsan (!) hakları (?)
Avrupa'dan ve Amerika'dan adaleti, hakkı, hukuku, yıllardır savundukları demokrasiyi, hürriyet hakkını, kendi koydukları ve var olduğunu savundukları ilkelere sahip çıkmalarını talep ettik. Yardım dilenmedik, para ve silah da… Sadece ama sadece silahsız ve korunmasız halkı koruyacakları bazı tedbirler talep ettik. Çünkü Birleşmiş Milletler bunun için kurulmuştu. Barışı, demokrasiyi korumak, soykırımlara engel olmak… Toplandılar, bir karar açıkladılar. "Savaşın üstüne savaş eklemek istemiyoruz." dediler.
Silah satışına ambargo koydular. Bu ne demekti? Bütün Sırplar silahlıydı, ama artık ambargo sebebiyle, direnmeye başlayan Boşnaklara silah satışı yasaklanmıştı. Avrupa ve Amerika, Müslümanları, Türkleri yani sizin deyişinizle biz Boşnakları elimiz kolumuz bağlı halde düşmanımızın önüne sürdü.
(Aliya İzzetbegovic in Türklere yazdığı mektubu
Ek* şu an oturulmuş bu mektubun kim tarafından yazıldığı tartışılıyor yahu hiç mi anlama algılama yeteneğiniz yok kim yazdı ise yazdı ne cevizin kabuğu ile uğraşıyorsunuz
İçine bakalım içineee yaşananlar gerçek mi GERÇEK bu yıllardır tekerrür ediyor mu MAALESEF rahatımızı bozup 2 dk açıp bakalım haberlere birde mektubu okuyalım
Avrupa nın sunduğu ilkelere binaen sayı bakımından o zaman da bu zamanda da Müslümanların fazla olmasına rağmen yani oy bakımından çoklukta olmamıza rağmen yine de soykırıma itilmek hangi insan haklarında geçiyor)
Umudumuz çocuklardı...
Umutlarımız yıkılmadan hatırlayalım ki:
Gazze'de vahşice katledilen insanların %40'ından fazlası çocukmuş. Elimiz kolumuz bağlı izliyoruz... Biz, yoldan geçen sesli araçların, motorların, uçan helikopterin bile gürültüsüne bazen tahammül edemezken, Gazze'deki çocukların her hava saldırısında yürekleri nasıl titriyordur...
Buralarda yazdıklarımızın da hiç bir faydası yok esasen.
Onlar cennete doğru koşarken, bizim omuzlarımız imtihan yüklü kaldı... Nice veballer üstlendik belki de.
Kendimizi yeterince sorguya çekmiyoruz...
Bernâ
@buecherfroh
·27 Ekim 2023 23:15
BİZ BİR ÖLÜR, BİN DİRİLİRİZ!