Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Eylül

Sabitlenmiş gönderi
“Do you know how you live three hundred years?” she says. And when he asks how, she smiles. “The same way you live one. A second at a time.”
Reklam
672 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Dördüncü Kanat
Dördüncü KanatRebecca Yarros
9.1/10 · 2.185 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Eylül
@ellyhere·Bir kitabı yarım bıraktı
Uğultulu Tepeler
Uğultulu TepelerEmily Brontë
8.1/10 · 42bin okunma
%13 (117/848)
The Priory of the Orange Tree
The Priory of the Orange TreeSamantha Shannon
7.7/10 · 13 okunma
Reklam
576 syf.
4/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Arkadaşlar, aslında bu seri ile ilgili ayrıntılı bir inceleme yapmak istiyordum. Lakin kitabı okurken o kadar çok “cringe”(bkz. başkası adına utanmak) oldum ki bitirmekte çok zorlandım ve sonuç olarak artık bu seriyi düşünmek istemiyorum. Arada hoşuma giden alıntılar vardı, onları da paylaştım zaten. İlk kitaptan sonra bu kitap BEKLEMEDİĞİM her şeydi, ve bunu iyi anlamda da söylemiyorum. Kafa dağıtmak için fena değildi yine
Karmaşık Bağlar
Karmaşık BağlarLexi Ryan · Martı Yayınları · 2023358 okunma
Seni sevmek, bir lütuf olan aşkını hissetmek… başıma gelen en güzel şey. Artık benim olamayacağın için bundan pişman olmak… Karanlığa gömülmeden önce son bir defa yıldızlara bakmaktan pişman olmaktır.
Sayfa 507Kitabı okudu
Hayatıma girdiğinde, bitmek bilmeyen karanlık bir gecede karşıma çıkan bir yıldız gibiydin. Hâlâ umut etmeye değecek bir şeyler olduğunu görmek istedim. Belki de hâlâ şımarık, bencil bir çocuğumdur ama seni buraya getirdiğim ya da burada tuttuğum için pişman değilim. Lütfen pişman olmamı isteme benden.
Sayfa 389Kitabı okudu
“Kes şunu. Bu dünyanın sensiz daha iyi olacağını düşünmeyi kes.”
Sayfa 215Kitabı okudu
496 syf.
7/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Spoiler içerir
Kitabı kafamı dağıtmak için seçmiştim ve kesinlikle işe yaradı. Farklı bir sihir ve kast sistemi vardı. Çok üstünde düşünülmüş mü, emin değilim ama hikaye oldukça akıcıydı. Karakterlerin hiçbiriyle tam olarak bağ kuramadım. Ana karakteri sevemediğim sınırlı kitaplardan biriydi. Brie, çok iyi bir hırsızdı ama pek zeki sayılmazdı (ki bazen olayların yaşanabilmesi için ana karakterin biraz aptal olması gerekir, bunu anlıyorum). Çoğu zaman gözünün önündeki cevapları görmezden gelip bir kenara itti, ben de kitap başında kriz geçirdim (ör: yara izi olayı, “hangi anne çirkin diye bir yara izinden dolayı gelini layık görmez”????????????). Ancak gücüne ba-yıl-dım. Gölgelere dönüşüp oradan oraya seyahat etmek mi? Tam benlik! Sebastian’ı ele alırsak, başlarda melek gibiydi, aşk gözünü kör etmiş diye düşündüm. Ancak kitabı çalma olayından sonra tepkisiz kalınca yok, dedim kimse bu kadar iyi olamaz, bu da şerefsiz, tacı istiyor. Öyleymiş de zaten. Finn, halkı için en iyisini isteyen prens rolündeydi, bu gözümde ona artı kazandırıyor. Bash, başka kızla oynaşma olayından sonra beni kaybetmişti zaten. Dileğim, ikinci kitapta Brie’nin, ikisinin de kıçına tekmeyi basıp tahta tek başına çökmesi. Ben öyle yapardım ahhshs.
İçi Boş Yeminler
İçi Boş YeminlerLexi Ryan · Martı Yayınları · 2022548 okunma
Reklam
Güzel elbiseler giyip onun kraliçesi olmaya gitmemi bekliyorlardı. Ben kolayca kandırabilecekleri güzel bir kızdan ibaret değildim. Ben karanlığın ta kendisiydim
Sayfa 488Kitabı okudu
“Nasıl kraliçe olunur bilmiyorum. Diğerlerinin hiçbir şeyi yokken her şeye sahip olma fikri hoşuma gitmiyor.” “Ne güzel işte,” dedi kız. “Çünkü her şeyini kaybedeceksin.”
Sayfa 307Kitabı okudu
152 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.