Gümüşten, bakırdan, ağaçtan, deriden yapılan eşyalar, süsler ne güzel şeylerdi. Bunların değeri daha çok güzelliklerinden ileri geliyordu. Her birinin ayrı bir yapılış özelliği vardı bu atadan kalma öteberilerin. Şimdi öyle miydi ya? Bardaklar, kaşıklar, küpeler, taslar, tabaklar bir kalıp üstüne alüminyumdan basılıp basılıp piyasaya sürülüyordu. Nereye gidersen git, her yerde aynı eşyalar. Aynı şeyleri göre göre insana bıkkınlık geliyordu.