Bir adım, bir nefes, bir süpürge... Böyle sürerdi. Arada bir durur, önüne bakarak düşünürdü. Sonra gene, adım-nefes-süpürge...
Böylece, önünde kirli, arkasında tertemiz bir yolda ilerlerken aklına binbir türlü fikir takılırdı.
Fakat bunlar, rüyadaki renkler gibi; anlatılması güç, özel kokular gibi; şekilsiz, sözsüz fikirlerdi.
Sayfa 34