Size benim ne gördüğümü söyleyeyim: Savaş görüyorum. Hastalık görüyorum. Acı çeken insanlar görüyorum. Sözde adalet adına yapılan zulmü görüyorum. Kötülüğü görüyorum. Kendinden zevk alan, kendi dehşeti içinde yüceltilen kötülüğü.
Etrafımdaki insanların birinin bile gerçek olup olmadığını bilmek olası değil. Tek bildiğim, onları algıladığım. Ve algılar –bir milyon insanı birlikte algılasam bile– bana zarar veremez.
Annesinin başka, babasının başka Tanrı'ya inandığı bir evde büyümüş olmak ona sadece bir şeyi öğretmişti: Kimse kendi inançlarının doğru olduğunu kanıtlayamaz. Elijah için din, kesin olarak asla bilemeyeceğiniz bir şey üzerine zaman harcamaktı. Tanrı'ya inanması da işte o nedenle olanaksızdı.
"Hepimiz dünyayı gerçekte olduğu gibi değil, kendi ön yargılı algılarımız vasıtasıyla gözlemleriz. Dolayısıyla gerçekten bilebileceğiniz tek şey kendinizsinizdir."