Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Emsal

“Odam her an daha karardı, daha daraldı, bir mezar oldu âdeta. Korkunç gölgeleriyle gece etrafımı sardı. Lamba is yapıyordu, kürkümü giymiş, abamı omuzlarıma almış, boynuma şalımı sarmıştım, iki büklüm gölgem duvara vuruyordu. Gölgem çok çok güçlüydü, belirgindi gerçek cismimden; duvara vurmuş gölgem daha gerçekti vücudumdan. Sanki ihtiyar hurdacı, kasap, dadım ve o kahpe karım, benim gölgelerimdiler, ben bu gölgelerin içinde hapsedilmiştim. Bir baykuşa benziyordum, ama iniltilerim boğazımda takılıp kalıyordu ve ben pıhtılaşmış kan olarak tükürüyordum onları. Şayet baykuş da hasta olsa enim düşündüğüm şeyleri düşünür. Duvardaki gölgem tıpkı bir baykuş gölgesiydi ve iki büklüm eğilmiş, yazdıklarımı dikkatle okuyordu. Anlıyordu besbelli; bir o anlayabilirdi. Göz ucuyla gölgeme baktıkça korkuyordum.”
Reklam
“Birbirine ters düşen öyle çok şey gördüm, birbiriyle çelişen öyle çok şey duydum ki! O görmeler yüzünden gözlerim, eşyanın yüzeyinde, ruhu özü örten o ince ve sert kabukta aşındı. Artık hiçbir şeye inanmıyorum, hatta şimdi eşyaların ağırlığından, sabitliğinden, açık seçik gerçeklerden şüphe ediyorum.”
“…bilmiyorum niçin, yaptığım resimlerin konusu oldum olası hep aynı kaldı. Hep bir servi çiziyordum. Dibinde ihtiyar, kambur bir adam, bağdaş kurmuş oturuyor, bir Hind fakirine benziyordu. Bir abaya sarınmış, başına şal bağlamıştı. Sol elinin işaret parmağını bir hayret ifadesiyle dudaklarına götürmüştü. Karşısında, uzun siyah entarili bir genç kız hafif eğilmiş, ona bir gündüzsefası (kahkaha çiçeği) uzatıyordu. Ve bir dere akıyordu ikisinin arasından.- Ben bu sahneyi daha önce görmüş müydüm, yoksa rüyamda mı almıştım ilhamı? Bilmiyorum; bildiğim hep bu meclis, hep bu konu olduğuydu. Elim kendiliğinden hep bu resmi çiziyordu.”

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Kitaplar bir yığın insanı suçlu durumuna düşürmüş, onların hayatlarını mahvetmişti.” Tıpkı Türkiyede olduğu gibi.
“Biz okurlar sadece eğlence amaçlı olsa bile arkadaşlarımızın kütüphanesini gözleriz. Bazen sahip olmadığımız ama okumak istediğimiz bir kitabı bulmak için yaparız bunu bazense karşımızdaki hayvanın ne ile beslendiğini öğrenmek isteriz”
Reklam
Çoğunlukla bir kitaptan kurtulmak ona sahip olmaktan daha zordur.
Ben seni derin denizlerde terk etmedim Sen beni kuru toprakta bıraktın Ben seni parlak altınlara değişmedim Sense beni bir pula sattın. Leylim oy, Oy benim gözüm oy.
‘Yazık oldu,’ dedi ukala bir tavırla.Hücum o kadar da kötü planlanmamıştı.Hatta bir amatör olduğu düşünülürse çok yetenekli bir beydi kendisi.
Değildim sana mail,sen ettin aklımı zail Bana ta’n eyleyen gafil,seni görgeç utanmaz mı? Fuzuli
Sayfa 227Kitabı okudu
Bir ayyaş,her zaman iki kadehle içiyormuş.Bir kadeh kendinin diğeri de güya dostunun.Karısı onu kınamaya başlayınca tek kadeh ile içmeye başlamış.Karisina demiş ki ‘Ben artık içkiyi bıraktım.Bu içen arkadaşımdır.’
Sayfa 298Kitabı okudu
Reklam
Her insan yaşadığı eve nasıl alışır,aşina olursa;araba kullanan kişi de şehre,şehrin sokaklarına,meydanlarına,caddelerine,dönemeçlerine,inişlerine ve yokuşlarına o şekilde alışır.
Sayfa 217Kitabı okudu
Kalbi,durup durup incecik bir su akıtan,kapanmayan bir yara yeri gibi sızladı.Bu yara bazen sızı olup içine çöktü,bazen öfke olup dışına taştı.
Gerçekte Aziz Bey sevildiğini sanmak yanılgısına düşmüştür.Hepsi budur.
Aziz Bey mecnuna döndü,daha çok gençti.Bundan daha büyük bir acı olamayacağını,sokaklarda Maryam’in adını sayiklarken ölüp gideceğini sanıyordu.Ama bilmiyordu ki vücudun ruha ihanet etmediği anlar pek azdır.Ne çok ister insan büyük kederlerin ardından ölüp gitmeyi de,başaramaz.
“Gerçek bilgelik hiçbir şey bilmediğini bilmekte yatar”Sokrates
Pal Sokağı Çocukları ‘nın üstüne titredikleri,o kadar acıyla korudukları,kahramanca savundukları bu toprak parçası şimdi içinde evler olan kışla gibi bir binayla dolacaktı.Hem de sonsuza kadar…
Reklam
Hayatlarinda ilk kez böyle yalnız bir şekilde karşı karşıya gelmişlerdi.Bu kederli evin önünde buluşmuşlardı.Birini buraya sürükleyen yüreğiydi.Diğeri ise vicdanına karşı koyamadığı için gelmişti.
Sayfa 201Kitabı okudu
Boka akıllı bir çocuktu,ama insanların birbirinden farklı olduğunu,bu farklılıkların nedenlerini kavramak için çok acı çekmemiz gerektiğini henüz öğrenememişti.
Sayfa 130Kitabı okudu
Söylesene usta,dünyadaki en iyi hamle nedir?Bir oyundaki durumdan ve rakibin kişiliğinden bağımsız olarak belirlenebilecek en iyi hamle,hatta iyi hamle diye bir şey yoktur
Eve döndükten sonra ise en güzel anlardan biri,tüm ıstırapların ardından tanrıdan başka korkacak hiçbir şeyin kalmadığını fark ettiğin andır.
Sayfa 102Kitabı okudu
Hiçbir insan ve hiçbir yazgı,başka bir insan ve yazgıyla kıyaslanamaz.Hiçbir durum kendini tekrar etmez ve her durum farklı bir cevap gerektirir.