Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Çocuk çocuk ağlıyor... gözlerinden değil yüreğinden belli yine acıyor kalbi işe yaramadı mutlu insan taklidi ah anılar bir bıraksa peşini
YAZMANIN METAFİZİK BOYUTU: “NUN MASALLARI” M.NİHAT MALKOÇ ‘Nun’ bir harf olmaktan öte bir metafor… “Nun. Kaleme ve satır satır yazdıklarına andolsun” diye başlar Kalem Suresi… ‘Nun’ olan yerde kalem ve hokka esas duruşta bekler… Kalem insanla, “nun” hokkayla eş sayılmıştır hep… ‘Nun’ çok kere hilali ve hilal kaşı çağrıştırmıştır. “Zü’n-Nûn”
Reklam
“SOMAS’TAN AY IŞIĞINA” VE MEHMET KUVVET M.NİHAT MALKOÇ Mehmet Kuvvet Trabzonlu bir şiir işçisi… Daha düne kadar böyle anılıyordu; fakat artık ona bir de “öykü yazarı” sıfatını eklememiz gerekecek. Zira değerli şair ve yazar dostum Mehmet Kuvvet “Somas’tan Ay Işığına” adlı bir öykü kitabı çıkardı geçenlerde. Bugüne kadar şair olarak bildiğimiz
Üzerinde ”EN GÜZELE” yazılı, altından bir elmayı, şölenin yapıldığı salonun ortasına bırakıverdi. Doğal olarak bütün tanrıçalar, bu elmaya sahip olmak istediklerinden uzun tartışmalar oldu. Sonunda üç büyük tanrıça dışında diğerleri çekildiler. Ama kudret tanrıçası Hera, zekâ tanrıçası Palas Athena ve Aşk tanrıçası Afrodit elmaya sahip olmakta
Bir sıcak yüz aradım şu tenha sokaklarda sanki herkes yabancı herkes darılmış bana.ne derdimi soran var ne tanıdık bir çehre.ne tarafa uzansam ellerim boş kalıyor,mutlu olan kimseler hüznümü arttırıyor Ilık bir rüzgar esti, nereden geldi bilmiyorum. nereye gidiyorsun diye sordum özlenen herşeye dedi o an aklıma sen geldin çünkü özlenen bir tek sendin. Beklenen yarınla kaybolmuş dünden nasılsa hayır yok gelecek günden sana da rest çektim isyanlardayım. Mutlu insanlar; Her şeyin en iyisine sahip olanlar değil, Sahip olduklarını kaybetmeyecek kadar çok sevenlerdir Bir zamanlar ardından bakar ağlardım, şimdi dönüp ardıma bile bakmam. Bir zamanlar uğruna dünyaları yakardım, şimdi şerefsizim kibrit bile çakmam! Üzülmeye değmez” diyor Dünya. “Bırakıp gidenin de, gidip gelmeyenin de canı cehenneme! Ben yaInızca sevdikIerimden korkarım. Çünkü beni sadece onIar incitebiIirIer.
Alıntı.
Edebiyatımızı Var Eden Yazarlardan Çaresizlik Üzerine Söylenmiş Sözler 1. “İnsanlar tuhaftır; fena bir şey yapmakta olduklarını hissedecek olurlarsa, mutlaka en evvel vicdanlarını susturacak bir sebep bulurlar.” Halid Ziya Uşaklıgil 2. “Mekteptekyen hayallerimiz olmayacak rüyalarla doludur. Sonra hayat birer birer onların icaplarına bakar.” Reşat
Reklam
Bir Yerde Özlenen Olmak
“Kadın bir erkeğin dev aynasıdır" dedi kadın. Hangi kadın hatırlamıyorum ama denmişti bu söz. Başımı kaldırıp kime bakmamla bu gerçeği gördüm. Evet doğru söylemişti. Ve evet gördüm, bu çok yorucu bir işti. Hayır ben senin 'dev aynan' değilim. Sadece aynan olabilirim belki. Çünkü temas eden her can aynılaşır. Ve birbiri için aynalaşır. Başka
Abdulkerim Süruş-Biz Hangi Dünyada Yaşıyoruz
Çağımızda çok yayılan ve genişleyen bir hastalık ile karşıkarşıyayız. Bu hastalık, bir ölçüde denebilir ki sanayileşme ve «modernleşme» ölçüsünde tırmanmakta ve yayılmaktadır. Bu hastalığa doğru teşhis konması, önleyici tedbirler alınması tedavisinin ilk ”şartı ' olacaktır. Bu hastalık şöyle belirlenebilir: Kendi özünden boşalma ve boş kalma
Ciddi ciddi yazma işine geri dönmeye karar vermek üzereyim bu aralar. Madem başa döndük her şey eksiksiz olmalı. Üç farklı medeniyeti anlatan bir kurgunun izindeydim en son. Aynı zamanda farklı çağları yaşayan medeniyetleri. Pek de bizim gerçekliğimizin uzağında değil aslında bu. Hepimiz aynı anda farklı çağlarda yaşıyoruz. Kimimiz zincirlerle zaptedilmişken kimileri bu zincirleri umursamazca kırıp atmış. İnsan doğası o kadar karmaşık ki herkesin zamanı ve algısı kendine özgü. Benimki de öyle. Ve şimdi dönüp bakınca arkada gördüğüm şey hastalıklı ve kötücül biri. Üç medeniyetin de başına bela olan kötülüğün hikayenin en güzel kısımları olmasına şaşmamak lazım. Kötü bir insan olsanız bile bunu kağıtlarda tutun, enstrümanınıza gizleyin. Sanırım yazmayı bırakınca kötü adam hikayelerini, karakterlerim tekrar bana musallat oldu. Edebiyata bu yönden bakan birini gördünüz mü daha önce? Hikayesindeki her sayfayı radyoaktif atık torbası olarak kullanan birini? Tabi ki bu yazılan şeyin özel oluşunu ya da değerini etkilemiyor benim açımdan. Ama ilk kez görüyorum ki yazmak bana çok faydalıymış. Okumak da öyle. Özlenen şeye dönmek ise en güzeli.
Kaybolmak İçin Nereye Gitmeli
İnsana en çok ne eza verir? Dışındaki soğuk mu, yoksa içindeki yangın mı? Bana kalırsa, hiçbir şey insana kendi eliyle kendine yaptığından daha ıstıraplı değildir. Kendimizi aradan çeksek, sorunlar sanki bir anda bitecek ve özlediğimiz sükûnete hemen kavuşacağız. Peki, bu nasıl olacak? Mesela kendimize ait labirentlerden birinin içerisine
Reklam
Uzaktaki Yakın
En uzak bile olsa, vardır yakın olan, Seni senden çok bilen, Seni anlayan Özlenen, ruhuna ayna, Kalbine varlığı şifa.. Birlikte çay, kahve tatlı, hasbihal devâ, İşte böyledir Uzak, ama yakın olan.... birkul
    Yirmibeş Yıl Önce Yine Beraberdik Lal Ded okyanusda yüzen bir sandal. Okyanus, aşk. Üryan, yollara düşmüş Lal Ded. Sevgiliye: "Gök de sensin, yerde sensin!  Hem alansın, hem verensin! 
114 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.