Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
oha ıdslhfkasg
Kirye Sabahattinaki! Yahut fikirlerine ve irfanına göre Yoldaş Sabahattin Aliyef!... Sen, kanı bozuk Oflu Rum dönmesi ve Marksın fikrî veledi!..
Sayfa 11 - pdf malsefKitabı okudu
Reklam
Ben de ırkçı, Türkçü ve Turancı olduğum için ‐ Evet, övünerek söylüyorum ve tekrar ediyorum: Irkçı, Türkçü ve Turancı
Sayfa 4 - pdf malsefKitabı okudu
Irkçılık-Turancılık Davası ve Dış Politika: Hem sanıklar, hem de birçok araştırıcı, Irkçılık-Turancılık Davası'nı, hükümetin dış politikasıyla ilişkili saymışlardır. Reha Oğuz Türkkan, yabancı araştırıcıların ve basının bu yöndeki görüşlerini aktarır: "Prof. Edward Weisband, 1974'te yayınlanan '2. Dünya Savaşında İnönü'nün
Irkçılık-Turancılık Davası'nda yargılanan 23 sanıktan hiçbirinin, Almanların Pan-Türkçü propagandasıyla ilgisi ispatlanamamıştır. Atsız daha 1943'te yazdığı En Sinsi Tehlike kitapçığında faşistlik ve Alman ajanlığı iddialarını şiddetle reddeder. Özdoğan'ın da belirttiği gibi, Pan-Türkçü politika konusunda “Alman yetkililerle olan ilişkileri Türk resmi çevrelerinin meçhulü olmayan birkaç yarı-resmi Türk şahsiyet" yürütmüştür (Özdoğan 2001: 126). Özdoğan'ın eserinin "Alman Propagandası" başlıklı bölümünde (s. 145 vd.), Almanlarla teması olan veya Almanya lehinde bulunanlar ayrıntılı olarak anlatılır. Bunlar arasında 23 Türkçü sanıktan hiçbiri yoktur.
Atsız'ın 01 Ağustos 1943'te yazdığı En Sinsi Tehlike adlı broşür de Türkçüleri ve kendisini faşist ve Almancı olarak itham eden En Büyük Tehlike adlı broşüre cevaptır. En Büyük Tehlike, Faris Erkman imzasını taşıyordu ama Reşat Fuat Baraner tarafından yazılmıştı. Atsız'ı ve Türkçüleri, Sovyetler'deki Türkleri esaretten
Reklam
“Çünkü kahramanlığın savaş alanlarından başka yerlerde yapılacağına inanmam.”
İşte "İçimizdeki Şeytan" adlı romanıyla milliyetperverliği kötülemeğe ve Türkçüleri fena göstermeye yeltenen Sabahattin Ali böyle birisidir. Yani o bizim içimizdeki şeytanlardan birisidir. Zavallı ve saf bir şeytan...
Sabahattin Ali hakkında diyor
Genç olduğu için bir takım arzular duyuyor, etrafında muvaffak olanları görüyordu. Fakat kendisinde, kendi tâbiri ile söyleyeyim, "kadınları cezbedecek hiçbir şövalye tarafı bulunmadığı için" hiçbir kadın onunla arkadaş olmak istemiyordu. Zavallı Sabahattin! Bundan o kadar üzgündü ki kadınlarla ebediyen anlaşamayacağına dair bir manzume bile yazıp Türk Ocağında okumuştu. Bu manzume "dudaklarım bir kadın dudağına değmedi" diye bitiyordu. Kadınlara karşı kendisini küçük görmekten olacak, yaşça kendisinden aşağı olanlara bile abla diye hitap eder, onlara hep ruhunun sonsuz, engin ızdırabını anlatırdı.
856 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.