İç içe kavraşan, sönmez ateşlerle tutuşan iki çift dudak her zaman aynı mîsakı mühürlemez. Bir taraf senede hayatı, dünyayı, ahireti yazıp imzâlarken diğer tarafın kâğıda hava civa çizmesi, cilvesi bol feleğin pek hoşlandığı bir oyundur.
Ey sevilenler! İnsanı hasretle inleten hâtıralar bırakmayın! Sizi sevene kendinizi, böyle ilahi nurunuzu da cisme katarak, son raddeye kadar vermeyin. Yâhut verdinizse bir daha geri almayın.
"Neden hep benim izzet-i nefsimi tepelemekle meşgulsün? Sana yalvarırım, beni sevgiyle onurun çifte ateşi arasında bırakma, gönlüm râzı olsa bile alçalmak elimde değil, zîra baş ucumda dedelerimin kılıcı asılı durur."
"Üzülme, onlar çoktan öldüler; toza toprağa dönüştüler. Ben ihtiyarlandım. Şâirin deyişiyle:
"Ben onların hepsini uğurladım çoktan,
Ağladım hepsinin ardından.
Benim ardımdan ağlayacak kim kaldı?"