Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hiçbir büyük sanat eseri bir anda varlığa gelmez. Bir dizi fırça darbesiyle yavaş yavaş ortaya çıkar. Bitmiş bir sanat eserini vücuda getirmek sanatçının saatlerini, günlerini, hatta bazen yıllarını alsa da, izleyicinin eseri görüp algılaması birkaç saniyedir.
Sayfa 62 - Say Yayınları - Gestalt KuramıKitabı okuyor
Çoğu sanatçıya göre sanat yapma ediminin bizzat kendisi gündelik hayatta yaşadıkları stres, endişe, kargaşa ve tatminsizlikten kurtulmanın yolu olma işlevini görmektedir.
Sayfa 18 - Say Yayınları - Sanat TerapisiKitabı okuyor
Reklam
Monet resimlerine yönelik öfke patlamaları ile tanınıyordu. Öyle ki beklentilerini karşılamadığını hissettiğinde yaptığı resmi yırtar, bir köşeye atar, hatta yakardı. O resimlerin 500'ü bulduğu tahmin ediliyor.
Sayfa 39
En çok dövme taşıyan insan namıyla Guinness rekorlar kitabına gi­ren kişi Yeni Zelandalı bir yerli olan Gregory Mclaren'dir ya da diğer adıyla "Lucky Diamond Rich". Mclaren diş etleri, sünnet derisinin içi ve ayak parmaklarının arası da dahil olmak üzere vücudunun her yerine dövme yaptırmıştır.
Sayfa 260Kitabı okudu
Buz Devri mağara sahnesi
Fransa'daki mağara resimlerinde tasvir edilen hayvanların uzuv­ları ve başları hatalı çizilmiş gibidir: Sanki her bir uzuvdan birkaç adet mevcuttur; örneğin, birkaç ön sağ bacak ya da birkaç baş çizilmiştir. Bu olgu arkeologları hep şaşırtmıştır, ama Toulouse-Le Mirail Üniversitesi'nden Marc Azema bu muammaya bir açıklama getirdiğine inanmaktadır. Azema küçük bir ateşin ya da fenerin yaydığı ışıkla bakıldığında mağara duvarlarındaki figürlerin oyna­yıp "hareket ettiğini" savunmaktadır. Keza Azema bu resimlerdeki ilave uzuvların tesadüfen yapılmadığına ve bu resimlerin insanın yaptığı ilk çizgi filmler olduğuna inanmaktadır.
Sayfa 246Kitabı okudu
Dini sanat, insan­lık tarihinde en muştucu şaheserlerin bazılarına esin kaynağı olmuşken neyin nasıl tasvir edilmesi gerektiği konusundaki fikir ayrılıklarının, ateşli tartışmaların ve hatta şiddetin de kaynağı olagelmiştir.
Sayfa 230Kitabı okudu
Reklam
Barok sanatının ortaya çıkışı
Martin Luther'in baş­lattığı Protestan Reformu gayet yolunda gidiyordu; vatandaşlar bu reformu benimsiyor ve yeni Protestan zümreler oluşuyordu. Bu harekete karşı koymak için Papa lll. Paul, Trento Konseyi'ne Karşı-Reform'u başlatma çağrısında bulundu. Bunun sonucunda sanatın, eğitimli ve cahil kitlelere inancın inceliklerini açıklamak için kullanılması gerektiği beyan edildi. Dini sanatın doğrudan olması, duygu uyandırması ve izleyiciyi ruhsal tahayyüle yön­lendirmesi istendi. Protestanlar kendi ibadet mekanlarının basit ve sade olmasını isterken Konsey, Katolik kiliselerinin görkemli olması ve Tanrı'nın azametini ve kudretini yansıtması gerektiğini buyurdu. Bu görkem Katalik inancının duygusal derinliklerini yeniden teyit ederken gözlemcilere Kilise'nin gücünü ve etkisini hatırlatıyordu.
Sayfa 219Kitabı okudu
Da Vinci'nin en meşhur tablolarından biri olan Son Akşam Yemeği, ressamın onu 1495 dolaylarında yapmasından itibaren bir yığın spekülasyona konu olmuştur. 2003 tarihli Da Vinci Şifresi adlı romanın ortaya çıkardığı bir yoruma göre İsa'nın sağındaki figür aslında havari Yuhanna değil Mecdelli Meryem'di. Yine bazıları­nın iddiasına göre ilk komünyonda İsa'nın kanını taşıyan Kutsal Kase'yi simgeleyen bir kadehin tabloda açıkça yer almaması, Da Vinci'nin Mecdelli Meryem'in aslında İsa'nın eşi olduğuna ve bir çocuk suretinde onun kanını taşıdığına inandığını ima etmektedir.
Sayfa 198Kitabı okudu
Hümanistler için güçlü bir zihin kadar önemli olan diğer bir husus da bedensel mükemmeliyet idi. Dinsel aşkınlığa ulaşmak için ruhsal ve bedensel sağlığın birlikte hayati bir rol oynadığına inanılıyordu. insani estetik, bir ilgi odağıydı ve insan anatomisinin (iskelet yapısı, kaslar, organlar ve bunların bedensel işlevleri) ince­lenmesini teşvik ediyordu. Biyoloji bilimi, birbiriyle bütünleşmiş matematik ve sanatla ilerliyordu.
Sayfa 187Kitabı okudu
Soyut Sanat
Soyut Sanat'ın ana temaları aşkın olanı, derin düşünceyi ve zamansız ya da sonsuz olanı içerir. Çoğu soyut sanatçı, eserleriyle normal insan deneyimini aşabileceğini ve neredeyse "yüce" (dini anlamda yüce olması şart değil) bir seviyede kendini ifade edebi­ leceğini düşünür. Diğer bazı soyut sanatçılar ise sanat eserinin en önemli rolünün, izleyicinin eserle kişisel düzeyde etkileşim kura­ rak kendi derin bilinçaltına çekilmesine imkan sunması olduğu kanısındadırlar.
Sayfa 165Kitabı okudu
Reklam
Resim sevgisini Kral VII. Edward Sanatoryumu'nda yatan diğer hastalarla paylaştı ve bu hastaların çoğu, resim yapmanın morallerini düzelttiğini ve stresten kurtul­ malarına yardım ettiğini belirtti.
"Sanatın değerini tam anlamıyla bilmek isteyen kişi bildiğini sandığı her şeyi çöpe atmalıdır."
Diego Rivera, Kahlo'nun bitişik kaşlarını şöyle tasvir etmiştir: "Bir karatavuğun kanatları, siyah kavisleri harikulade kahverengi göz­lerini çevreler."
Sayfa 128Kitabı okudu
Diego Rivera, kadınlara pek sadık kalmadıysa da onlarla şaşırtıcı ölçüde iyi anlaşıyordu. İki kez evlenip birden fazla çocuğa babalık etmiş olsa da 1928'de Frida Kahlo ile tanıştırıldığında hayatının aşkıyla karşılaşmış oldu. 1929'da Kahlo onun üçüncü karısı oldu. Sadakatsizliğin ve hiddetli kavgaların damgasını vurduğu, çal­kantılı olduğu kadar tutkulu ve uzun ömürlü bir evlilik yaşadılar. Yaşamının sonunda Rivera, Frida Kahlo'ya karşı beslediği aşk ne kadar fırtınalı olsa da, onun, kendi yaşamında gerçekten değer verdiği tek şey olduğunu itiraf etmiştir.
"Ben renkleri, doğayı kopyalamanın değil de kendi duygularımı ifa­de etmenin bir aracı olarak kullanıyorum." -Andre Derain
682 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.