49. sone
"O gün gelsin, hazırım; ergeç gelirse o gun
Kusurlarıma bakıp kaşını çatacaksın,
Aşkının değerine ters düşecek gördüğün,
Bu uyuşmaz hesabı silip kapatacaksın.
O gün gelsin, hazırım; el gibi geçersin ya,
O güneş gözlerinle, selâm bile vermeden;
Aşk bürünmüştür artık bambaşka bir kılığa,
Asık suratın için bulursun birçok neden.
O gün gelsin, hazırım, alıştırdım kendimi:
Değerim, hakkım budur diyerek bile bile,
Kendime karşı tanık, kaldırırım elimi
Ve savunurum senin haklı özrünü şöyle:
Zavallı ben’i bırak, yasalar senden yana,
Gerekçe gösteremem bana sevgi duymana."
Sylvia Plath'ın intiharından iki yıl sonra yayımlanan kitabıydı Lady Lazarus. İntiharla cebelleşmişti Plath. Acaba intihar etmeli miydi yoksa etmemeli miydi? Sonrasında aşkların başka kılıklara bürünmüş olduğunu anladı belki, asık suratlar gördü, uyuşmaz hespalar içerisinde ona selam vermeyen insanlar olduğunu sezdi sanki. Albert Camus de Tersi ve Yüzü kitabında bahsetmişti bundan, bir dostunuz intiharı düşünüyor olabilir o yüzden o dostunuza her zaman gülün demişti Camus de. Zavallı Plath, zavallı ben'ini bırakıp gitmişti bu dünyadan.