Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Avukat Guer, Türk düşmanı olduğu halde, Türk'le rin siyasî mertliğini şöyle belirtiyor: «Uzun zaman Fransa'nın İstanbul sefirliğinde bulunmuş olan Marquis de Bonnas, bana, Osmanlı vefakârlığının bazen asil bir âlicenaplığa dönüştüğünü bir çok defalar temin etmişti. Meselâ Venedik Cumhuriyeti ve yahut Almanya İmparatorluğu, Avrupa devletlerinden biri ile harp halinde bulunduğu takdirde, Türk padişahı bunlara karşı hareket etmesini icabettirecek meşrû bir sebep bile olsa, taarruz edeceği devletin ilk düşmanları ile barış yapmasını beklemek alışkanlığındadır.» (İsmail Hami Danişmend; Garb kaynaklarına göre Eski Türk Seciyye ve ahlâkı) | Yılmaz Boyunağa, Türk-İslâm Sentezi, Yağmur Yayınları, 2. Baskı: 1975, s. 48.
Sayfa 48 - Yağmur Yayınları, 2. Baskı: 1975Kitabı okudu
Avukat Guer, Türk düşmanı olduğu halde, Türk'le rin siyasî mertliğini şöyle belirtiyor: «Uzun zaman Fransa'nın İstanbul sefirliğinde bulunmuş olan Marquis de Bonnas, bana, Osmanlı vefakârlığının bazen asil bir âlicenaplığa dönüştüğünü bir çok defalar temin etmişti. Meselâ Venedik Cumhuriyeti ve yahut Almanya İmparatorluğu, Avrupa devletlerinden biri ile harp halinde bulunduğu takdirde, Türk padişahı bunlara karşı hareket etmesini icabettirecek meşrû bir sebep bile olsa, taarruz edeceği devletin ilk düşmanları ile barış yapmasını beklemek alışkanlığındadır.» (İsmail Hami Danişmend; Garb kaynaklarına göre Eski Türk Seciyye ve ahlâkı) | Yılmaz Boyunağa, Türk-İslâm Sentezi, Yağmur Yayınları, 2. Baskı: 1975, s. 48.
Sayfa 48 - Yağmur Yayınları, 2. Baskı: 1975Kitabı okudu
Reklam
Bizlerin mütemâdiyen çalışmak suretiyle te'minine uğraştığımız bir sürü fikrî ve cismânî ihtiyaçlarımızı hissetmiyen Türk, bizim neden dolayı o kadar çalıştığımızı bile anlayacak vaziyette değildir: Onun telâkkisince bizim bu hâlimiz zihnimizin marazî bir dalâletini gösterir.
Sayfa 177Kitabı okudu
Türklerde baba sevgisi çok kuvvetlidir ; onun için çocuklarda sonsuz itâat ve inkıyâd ile beraber evlâtlık vazifesiyle alâkadar olabilecek her şeye karşı sarsılmaz bir mecburiyet görülür.
Haset kül içinde bir ateştir: Eşenin huzur ve rahatını kaçırır; ruhunun selâmetini giderir ve o ruhun dâimî celladı kesilir.
243 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Mutlaka okunmalı
Bu kitabın güzel tarafı ne biliyor musunuz? Bizi, pardon 'eski bizi' biz anlatmıyoruz, bizzat yabancı müellifler, düşünürler ve seyyahlar anlatıyor. Sahnede 'eski biz' varız, fakat söz onların... Kitabın bazı bölümlerini gözlerim dolu bir şekilde okudum. Çünkü dürüstlük, namus, helal-haram ve manevi değerler konusunda nereden nereye geldiğimizi görmek beni ziyadesiyle üzdü. Bu manevi değerler konusunda Avrupa'nın o yıllarda felaket bir durumda olduğunu biz değil kendi objektif müellifleri, düşünce adamları kitaplarında yazmış. Bu konuda Avrupa'nın bizi örnek alıp bize benzemeye çalışması gerekirken tam tersine biz Avrupalılaşacağız diye gitgide onlara benzemişiz. Bizim Avrupa'dan almamız gereken şey çalışma disiplinleri, üretim metodları gibi konulardı. Bu iğrenç eğlence ve sosyal hayat yaşantısı değildi. Avrupa'nın da bizden alması gereken şeyler işte bu kitapta yine kendi yazarları ve seyyahları tarafından anlatılan manevi değerlerdi. Bu bahsettiğim karşılıklı alımlar yapılsaydı işte o zaman bu dünya şu anda çok daha huzurlu ve ferah bir halde olabilirdi. Bütün dünya insanları yazık ettik kendimize!
Eski Türk Seciyye ve Ahlakı
Eski Türk Seciyye ve Ahlakıİsmâil Hâmî Dânişmend · İstanbul Kitabevi · 198252 okunma
Reklam
"Şu noktada hemen bütün dünya müttefiktir: Yeni Türk, eski Türk'ün değerinde değildir. Bizim kumaşlarımızı, her türlü refah esbabımızı, ayıplarımızla kötülüklerimizi, manasızlıklarımızı benimsemiştir; fakat hislerimizle fikirlerimizi henüz kabul etmiş olmadığı için, bu yarım yamalak istihale (biçim değiştirme) esnasında eski Osmanlı-Türk seciyesinin bütün iyi taraflarını kaybetmiştir." (Edmondo de Amicis - Constantinople, 1883 baskısı, sayfa 425)
Sayfa 174 - İstanbul Kitabevi 1961 BaskısıKitabı okudu
Eski Türkler öldükten sonra bile kimseye muhtaç olmamak için kefen paralarını daima üzerlerinde taşımayı milli bir adet haline getirmişlerdir.
Sayfa 172 - İstanbul Kitabevi 1961 BaskısıKitabı okudu
Kefen Parası
"Herhangi bir harpte veyahut diğer bir vakada şehit düşmüş hiçbir Türk yoktur ki koynunda bir muşamba parçasına sarılı ve miktarı mali vaziyeti ile mütenasip birkaç altın bulunmasın. Sakladıkları bu paraya ancak öldükleri zaman el sürülebilir." Buna kefen parası denilir. (Comte de Marsigli - L'etat Militaire de I'Empire Ottoman - Cilt 1, sayfa 48)
Sayfa 171 - İstanbul Kitabevi 1961 BaskısıKitabı okudu
At, merkep vesaireye haddinden fazla yük taşıtmak kanunen yasak olduğu için, zabıta kuvvetleri bu gibi hareketlerde bulunanları takip edip hayvanı dinlendirmek ve sahibine de ceza olarak aynı yükü taşıtmakla mükelleftirler.
Sayfa 154 - İstanbul Kitabevi 1961 BaskısıKitabı okudu
Reklam
Olması Gereken Tevekkül
Müslüman-Türk son derece mütevekkildir. Bütün servetinin tek bir yangında kül olup bittiğini hiç sızlanmadan seyreder. Halbuki yanı başındaki Frenk, Ermeni, Rum yahut Yahudi ümitsizliğinden çığlıklar koparır ve hatta bazen bir kaç parça eşya kurtarayım derken alevlerin içinde mahvolup gider. Müslüman-Türk sebebi hayatı olan anasıyla babasının, sevgili karısının veyahut ihtiyarlık günlerinin son ümitleri olan çocuklarının kucağında can verdiklerini gördüğü halde ne gözyaşları döker, ne içini çeker ve hatta ne de ağzından bir teessür sızıltısı çıkarır; çünkü öyle davranacak olursa Mukadderata karşı gelmiş olacağını takdir eder. (A. Brayer - Neuf annees a Constantinople, cilt 1, 312-314 ncü sayfalar)
Sayfa 136 - İstanbul Kitabevi 1961 BaskısıKitabı okudu
Yeniçeriler üç neticesiz hücumdan sonra mukadderata karşı harbettiklerine hükmettikleri için, dördüncü bir hücuma mecbur edilmeleri meşru görülmemiştir.
Sayfa 136 - İstanbul Kitabevi 1961 BaskısıKitabı okudu
Milletin her tabakasında analarla babalar, akrabalar ve vasiler çocuklarına örnek olup daha en küçük yaşlarından itibaren hayır işlerine alıştırırlar. (Mouradgea d'Ohsson'un Tableu general de I'Empire Othoman ismindeki eseri, 4.Cilt, birinci kısmının 304 ve 305 nci sayfaları)
Sayfa 107 - İstanbul Kitabevi 1961 BaskısıKitabı okudu
Kasaplar her gün muayyen miktar kedi ve köpek beslemek ile mükellef kılınır.
Sayfa 106 - İstanbul Kitabevi 1961 BaskısıKitabı okudu
Bugünün İnsanı ile Aralarındaki Zihniyet Farkı
"Yazın İstanbul'dan Sofya'ya giderken ana-yol üzerinde dağ başlarından inmiş çobanların yolculara ayran ikram edip kimisinin pek az para aldığına ve kimisinin de hiç para almayıp hayrat olarak dağıttığına şahit oldum." (Comte de Marsigli - L'etat Militaire de I'Empire Ottoman kitabı, cilt 1, sayfa 34, sütun 1)
Sayfa 98 - İstanbul Kitabevi 1961 BaskısıKitabı okudu
85 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.