Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.25
Esma
Esma
@esmasmr
Ben daha çok kendi içimde yaşayan bir insanım.
Sabahattin Ali
3 Nisan
807 okur puanı
Aralık 2021 tarihinde katıldı
Bu kitap Fernando Pessoa’nın ölümünden sonra ortaya çıkan notları ve günlüklerden toplanan ‘olaysız bir öz yaşam’ öyküsüdür.
Belli bir olay üzerine yazılmamış kendini sorgulamış sorgularken aynı zamanda bana da kendimi sorgulatmıştır. Ben hep şimdiki zamanda yaşarım’ dese de, geçmişten kurtalamayacak kadar geçmişe ve geleceği karamsar görecek kadar geleceğe saplantılıdır. Geçmişine saplantılı olmasını da bu cümlesinden anlayabiliriz: ‘Geçmişim, olmayı başaramadığım her ne varsa onlarla dolu’(sf.150)
insanlığın basitliği, yalnızlığı ve benliği hakkında sorgulamalara itmektedir. okura var olmaktan hem mutlu hem de mutsuz olduğunu anlatırken, kurtarılmak için yardım çığlıkları atıp bir yandan da yalnızlığıyla övünen anlar yaşattı. Kitabın olaysız oluşu, cümlelerin uzun ve düşündürücü olması beni etkiledi farklı bir bakış açısı kattı.
İrade Terbiyesi
Tefekkürün önemi, tutkular, düşüncelerin kontrolü, irade eğitiminde eylemin önemi, tembellik hayatımızda önemli yere sahip terimler örneklerle bizi irademizi nasıl yönlendirmemiz gerektiği hakkında bilgilendiriyor. Bu kitap bana çok şey kattı her sayfası özellikle sonlarına doğru olan kısmı paylaşmaya değerdi. Düşüncelerimin bir kitapta bütünleştiğini görmek beni ayrıca mutlu etti. Az sayfalı ama içerik olarak dolu dolu olduğunu, sindirilerek okunması gerektiğini düşünüyorum.
Paylaşmadığım bazı alıntıları buraya yazmak istedim:
“ Tembelliğe ve şehvete karşı olan savaş kolay olmasa bile hiç değilse bu savaşı yapmam mümkündür ve psikolojik güçlerimize dair bilgimiz bize ihtiyacımız olan güveni verir.
Tüm çalışmalardan çıkarılacak sonuç şudur:
Karakterimizi değiştirebilir, irademizi eğitebilir, zaman ve doğamızın kanunlarına dair bilgilerimizle hükmetme sanatında yüksek bir dereceye ulaşabiliriz.S205”
“Mutluluğumuz irademizi eğitmemize bağlı, çünkü mutluluk nahoş duygu ve düşüncelerin bilince girmesini engelleyerek yaratacağımız sevinçlerden, hazlardan oluşmaktadır. Mutluluk, insanın dikkatinin en yüksek derecede hakimiyetine bağlıdır ki bu da iradenin en yüce ifadesidir.S207”
“Hafızayı tıka basa doldurmaya dayalı olan aptalca yöntemlerden vazgeçmeliyiz, çünkü bu yöntem bir ulusun hayati güçlerini zayıflatmaktadır.S207”
Kitap, veronika’ın kendini öldürme zamanının geldiğine karar vermesiyle başlıyor. Veronika görünüşte mutlu bir hayata sahiptir. Ama ne kadar denerse denesin mutlu değildir. Hayatının maratonluğundan bıkar. Bu yüzden intihar etmeye karar verir. Sabırla biriktirdiği uyku haplarını içer ve sonsuza dek uyumayı bekler. Ne yazık ki bu o kadar kolay olmaz. Gözlerini akıl hastanesinde açar.
Paulo Coelho, Veronika’nın öyküsünü Paris’te Cezair lokantasında Slovenyalı bir dostuyla yemek yerken öğrendi. Bu hanımın da adı Veronika’ydı. Olup biten her şeyin ayrıntılarını öğrenmek ister, çünkü Veronika’nın öyküsünü öğrenmek için gerçek bir nedeni vardı. Paulo Coelho anne ve babası tarafından üç kez akıl hastanesine gönderilmiştir. Aylarca hastanede kalmış, sakinleştiriciler ve elektroşok verilerek tedavi edilmeye çalışılmıştır.
Kitaptaki her şeye katılmasamda severek okudum akıcı ve okuması da bana göre keyifliydi.
