Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Esra Karakuş

Beck bireyin bir duruma ilişkin algısının gerçeklik algısıyla sınırlı olduğunu ve gerçeklikle olan etkileşiminin ise dünya görüşüyle sınırlı olduğunu açıklar.
Sayfa 262Kitabı okudu
Reklam
Bardağı elime aldığımda sarhoş oluyor, içince ayılıyorum. Çakırkeyif olmak için ne yapmalıyım?
Biliyorsun ben hangi şehirdeysem yalnızlığın başkenti orası

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
ölümsüz değiliz, ölümden kaçamayız ama hiç olmazsa kör olmaktan kaçınmalıyız
Anımsama bir buluşma şeklidir unutkanlıksa özgürlük
Reklam
Daha dündü, kendimi hayat küresi içinde ritimsiz bir şekilde titremekte olan bir parça sandığım
Dans eden bir yıldız doğurabilmesi için insanın içinde kaos olmalıdır
Bu dünyaya geldiğimiz anda varlığımızı duyurmak için çığlık atarız.
Sayfa 110Kitabı okudu
Bana göre, hayat bir dizi rastlantı ve bizim o rastlantılarla birlikte nasıl varolduğumuz yâ da olmadığımız. Önce günaydın, sonra biraz haz, biraz acı, biraz aşk, biraz hayal kırıklığı, biraz sıcaklık, biraz yalnızlık, biraz boyun eğme, biraz başkaldırı ve ardından iyi geceler.
Sayfa 162Kitabı okudu
Yaşanmış düşüncelerimde bir şey arıyorum. Acıyı bulamıyorum, yabancılık, özlem bulamıyorum. Derin bir sevgi ya da bir ilişki bulamıyorum.
Reklam
Bir insan diğer insanları ne denli çok sevdiğinden sürekli söz ediyorsa, bunu neden ilan etme gereğini duyduğu sorusu da akla gelir. Çünkü insanları gerçekten seven biri, bunu sürekli dile getirme gereğini duymaz, sevgisini yaşantıya çevirir.
Ama madem kurduğum hayaller ölüyor! Ben de bir daha hayal kurmam o zaman.
Demek ki bu evrende her şey bir şarapnel. Ve genişlemekte olan, aslında bir şarapnel bulutu.
Hüznün tüyleri dökülür, lirik bakar kedilerin camdan gözleri
Zaman değil de dünya geçiyormuş insanın üzerinden. Bir parçan yollarda hayal, bir parçan evlerde çürüme fotoğrafı, bir parçan çarşıların ipinde arzu. Herkes kayıp. İnsan ölülerine yetişemiyor.
başkasını düşündüğümü sanırken bile seni düşünmüşüm uyandım işte içimdeki aynadan
Reklam
Aşk ilk günlü gibi kalabilir, heyecan da öyle. Aylar da geçse, yıllar da geçse. Hayat, insana bıkkınlık verecek kadar uzun değildir.
Sayfa 109Kitabı okudu
O güne dek hayatta çok değerli bir ortağım olarak gördüğüm hafızam, birdenbire düşmanım kesilmişti. Ah bir susturabilseydim onu ya da boşaltabilseydim, bembeyaz bir sayfa açabilseydim!
Yaralandım. Bütün noktalarımdaki nöbetçiler de yaralandı. Çığrından çıkmış bir ayaklanma gibi ağlamakta yalnızlığım.
susmak iyileştirmiyor yarayı yeni yerlere varıyor eski sözler
Ben eski şarkılardan eskiydim, kimsesizdim İçimde dünyanın bütün akşamları Tuttum ağzının sabahına sözler söyledim Ey güzelliğin ölümden büyük yaşama gücü Yalnız ölenler unutur birbirini Seni sevmeye yeni başladım..
Yalnızlık öyle bir arzuyla bakıyor ki hayata Bütün ölü zamanlar bizimle konuşmaya başlıyor
Reklam
İnsanlara ulaşabilseydin Birisi yarasına basardı seni Belki sen birisini severdin
Aşk insanı güzelleştirir. Görüntülerle oynar pervasızca; yani sıfatlarla, yani aynalarla. Küskünleri aynalarla barıştırır, yalnızları aynalarla çoğaltır.
Sayfa 214Kitabı okudu
Çalıkuşu’nun Z Raporu
Geçmişim: Romantik radyo dinleyen o eski arkadaşım. Limon ağaçlarından bahsetmek istiyorum son bir kez daha Beni masalların ortasında bırakıp giden ruhuma
‘seni sevince kıpırdayan her şiiri kahverengi bir çaydanlıkta saklıyorum
Ve zaten biliyordum kıpırtısızlığımın neye benzediğini. Ters dönmüş su bardağının içinde, sırtında bir an ölüsüyle koşuşturan çalışkan karıncaya benziyordu kıpırtısızlığım; hep aynı başlangıç noktasında, hep aynı çocuksu hayretle bakıyordu dünyanın yuvarlaklığına, yuvarlağın tekrarlarına.
Gün oluyor ki göğsümü parçalamak, beynimi dağıtmak istiyorum. Benim yaratamadığım aşkı, sevinci, sıcaklığı ve zevki diğeri diğeri bana veremez; karşımda soğuk ve güçsüz duran birini de mutluluk dolu yüreğimle mutlu edemem.
Sayfa 125Kitabı okudu
Reklam
Ah, şu boşluk, göğsümde hissettiğim o korkunç boşluk! Sık sık düşünüyorum; onu bir an olsun, evet yalnız bir anlık şu yüreğe basabilseydin, dolardı bütün o boşluk.
Sayfa 123Kitabı okudu