..ateistler ve mizoteistler ve onlar gibi olanlar, perdelenmiş bir ben merkezcilik/enaniyet ile karşı karşıyalar. Bu, dünyayı kendilerininki dışında hiçbir bakış açısından görmemek için hususi gayret gösterdikleri anlamına geliyor. Fakat bunu yaparken bir tür hissi ve manevi bir yanılgıya düşüyorlar. Tanrı' yı insan biçimine sokuyorlar(antropomorformizm) ve O'nu kıt bir insana ceviriyorlar. Tanrı da dünyayı bizim gördüğümüz gibi görmeli, kötülüklere son vermeli...diye düşünüyorlar.
''Yağmur yağdığı için evde kalmakla dışarı çıkmanız yasaklandığı için evde kalmak aynı şey değildir'' diyor Sartre "Varlık ve Hiçlik''te.
Başka insan kalmadığı için ona mecbur kalmakla, onun gibi onlarcası olsa da onunla olmayı tercih etmek arasındaki fark gibi.
Izdırabımız aşkın eseri değil, aşk sonsuz ızdırabımızın çocuğudur; onun kendine bir mevzu bulmasıdır; varlıklardan birine bağlanarak kendindeki taşkın denize bir sükûn, muvakkat bir istirahat aramasıdır.