Bir gün piyesin öyle patlayıcı bir noktasına
geldim ki, Beylerbeyi’ndeki yalıda, 1934 yılındaki büyük buhranımın başında geçirdiğim
hâllere düşer gibi oldum. Hemen atıma atladım
ve dağlara sürdüm. Şatosunun korusunda, at
sırtında ölümden kaçmaya kalkışan (Tolstoy)u
hatırladım. Ama ben, ölümden değil, yine
beynimi burgulamaya gelen sabit