Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Esra Öner

Kalbin de tasavvuf edebiyatında mücerret manada karşılığını bulduğu kavram gönüldür. Gönül, müşahhas bir organı mücerret manaya tebdil ederek geniş bir mana düzeyine çıkarıyor. Orası artık bir organ olmaktan çıkıyor, bazen bir uçsuz bucaksız okyanus, bazen de içine sığındığımız yegane liman, yalnızlık zamanlarında halleştiğimiz refik, huzurlu ve şen demlerde sevgiliyi temaşa ettiğimiz bir ayna oluyor.
Reklam
Dışarıdan değişim beklemek, gökyüzünden yağmur beklemek gibidir. Yağabilir. Ama yağmayabilir de.
Bence soruyu “ne olacak memleketin hali”nden, “ne olacak bu çocuğun halin”nden, “ne olacak bu kızın hali”nden “ne olacak benim halim”e değiştirirsek, düşüncede ve hayatta güzel bir değişikliğe yol açmış oluruz.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Şizofren bir küre şu dünya. Her yanında başka ruh hali, döndükçe dönüyor. Biz de hafif başımız dönmüş, artık neresinde doğmuşsak oranın sancısı ya da şansıyla savruluyoruz.
Bazen susuyorum laf bana geçtiğinde. Bugün değil, diyorum bazı şeylere, şimdi değil, vakti değil.
Reklam
Konseri çekersek, o sırada o konseri izlememiş, çekmiş oluyoruz. Ve daha da acıklısı, daha sonra ona hiç bakmıyoruz. Sadece yayınlıyoruz. Bitti. Başkaları için gidilmiş bir konser.
Yaptığın şeyin, seni, hayatı ve başkalarının hayatını, sen yapmadan önceki hallerinden daha güzel bir yere taşıyacağını bilmek en büyük vitamindir.
Kek yaptıklarımız gün geldi nasıl bize kelek attılar, onu da konuşuruz bir gün.
Otur yaz, Kalk yürü, Pencereden bak düşün, Bir çay demle, Otur dizlerinin dibine Kendini dinle bazen. “Beni gidi ben” diye iki gıdıkla kendini. Bak nasıl şakıyorsun.
Günün nasıl geçiyorsa ömrün öyle geçiyor. Nasıl yaşadığını merak ediyorsan şayet, bir gününe bak. İşte öyle yaşıyorsun.
Reklam
Sadece senin yapmayı bildiğin bütün o güzel şeyler varken, adımlarına devam etmek yerine niye yerinde sayasın?
Benim için yazar olmak, insanın içinde gizli ikinci kişiyi, o kişiyi yapan alemi, sabırla, yıllarca, uğraşarak keşfetmesidir.
Günümüz gençlerine 1914 öncesinde Hindistan’a ve Amerika’ya gittiğimi, pasaportum olmadığını ya da hiç pasaport görmediğimi anlattığımda, nasıl şaşırdıklarını görünce pek eğleniyorum. İnsan dilediği taşıta biniyor, iniyordu, kimseye bir şey sormadan ya da sorulmadan, bugün yapıldığı gibi yüzlerce formdan bir tanesini bile doldurması gerekmiyordu.
Stefan ZweigKitabı okudu
Ona göre yenilenler ruhsal olarak daha üstündü. Çünkü yenilgiyi kabul edip bu yazgının üstesinden gelebilmek zaferden daha zordu.
Edebiyat fevkalade bir uğraştır, çünkü aceleye gerek duymaz. Gerçek bir yapıtın bir yıl önce ya da sonra bitmesi fark yaratmaz.
- Walther RathenauKitabı okudu
135 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.