Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ahmet

Ahmet
@estelli47
Solmaya Mahkûm Bir Hayatta, Olmaya Çalışan Aciz Bir Kul .
Ahmet yorumladı.
"Yahudi Kurândaki Yahudi ama, Müslüman Kurândaki Müslüman değil."
Ahmet okurunun profil resmi
Güzel tespit ama Gazze'de ve Kudüs'te mücadele eden mücahit kardeşlerimi tenzih ederim. Onlar gerçekten Kuran'daki gibi inanan Müminler. Duruşları ve mücadeleleri buna şahit. Rabbim böyle olabilmeyi bize de nasip etsin.
Reklam
Ahmet yorumladı.
240 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
"Küçüklerine şefkat etmeyen bizden değildir"
Çocuklara olan sevgisini " Vallahi seviyorum" diyerek tekrar tekrar söyleyen, çocukların ağlatılmamasını isteyen, yağmur yağdığında Medine sokaklarında çocuklarla el ele yürüyen, çocuklarla koşu yarışı yapan, çocuklara iltifat eden, hiçbir çocuğa kızmayan, dövmeyen, kırmayan, kuşu öldüğü için üzülen çocuğa taziyeye giden, secdedeyken sırtına binen " Reyhanlarım" diye sevdiği torunlarının oyununu bozmamak için secdede uzun kalan Peygamber Efendimiz (asm)' ın güzel ahlakını anlatmaya kelimeler, cümleler, kitaplar yetmeyecektir... Yazarın Aşk-ı Sükûn ve Babam Hz.Muhammed ( asm) kitaplarını okumuştum iyi ki bu kitabı da okudum, üç kitabıda çok beğendim. Bu kitabın dili diğer iki kitaba kıyasla daha sadeydi. * Bu kitaptan önce okuduğum Köpek gibi büyütülmüş çocuk kitabında çocuklarda sevgi eksikliğinin, ihmalin yol açtığı travmalar, çocuklara nasıl bakmamız gerektiği, yeterince sevilmeyen, ağlatılan çocukların büyüdüklerinde sağlıksız bir ruh haline hatta sosyopata dönüşebildikleri anlatılıyordu ve bu kitapta Peygamber Efendimiz' in çocuklara davranış tarzı örneklerle anlatılıyordu. Bir kez daha anladım ki Peygamber Efendimiz' in her konuda bizlere en güzel örnek olduğunu.
Peygamberimiz (ASM) Çocuklara Nasıl Davranırdı?
Peygamberimiz (ASM) Çocuklara Nasıl Davranırdı?Nuriye Çeleğen · Timaş Yayınları · 202345 okunma
Ahmet okurunun profil resmi
Yüreğine sağlık
Ahmet yorumladı.
Günümüz insanı için büyük tehlike atom bombasının patlaması değil, insan mahiyetinin başkalaşması, beşer türünün "insansızlaştırılması"; süratle artık insan denilemeyecek yeni bir tür meydana getirilmesidir. Bu yeni tür, ne Allah'ın ne de tabiatın yarattığı insan suretinde makine; efendisini tanımayan, gör-meyen bir köledir. Hürdür, ama sadece köle olmak için didinen bir hür.
Sayfa 198Kitabı okudu
Ahmet okurunun profil resmi
Çok güzel bir alıntı.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ahmet yorumladı.
Türkiye'deki mi, Avrupa'daki yaşam mı?
Ne Türkiye'nin birçok illerini gezmişliğim, ne de çok Avrupa ülkesi görmüşlüğüm var. Bu nedenle yukarıdaki soru hakkında yorum getirme noktasında tereddüt ediyor, bu konuda yüzde yüz söz hakkım olmadığını biliyorum. Yine aynı şekilde biliyorum ki, bilhassa burada çok küçük bir kitleye ulaşabiliyorum; uzun zaman üstüne bir haftalık Türkiye
Ahmet okurunun profil resmi
Ne yazık ki kendi öz ahlak yapımız bozuluyor. Avrupa'yı örnek alalım derken sadece onları mota mot taklit durumuna düştük. Kendimizi zelil onları ise aziz kabul ettik.Kendi kültürümüzü , ahlaksal normlarımızı,dinimizi unuttuk. Halbuki kültürler kaynaşmalı , birbiriyle tanışmalı ama burda Mümin dinine bağlı ve değerlerinin farkında ve bilinçli olursa kimliğini kaybetmez. Dünyevi meselelerde (bilimde sanatta ticarette vs) paslaşmalar ilişkiler zaten kaçınılmazdır. Önemli olan omurgalı sağlam duruşu kaybetmemek. Yani iman ilkeleri üzerinde hududullahı aşmamak.
Bernâ okurunun profil resmi
Yorumunuz için teşekkür ederim. Sözlerinize katılıyorum; vurguladığınız gibi, insanın kendi duruşuyla çok alakalı bir durum. Kimliklerimizi ne yazık Avrupaî zihniyet üzerine inşa ediyor, kendi millî ve dînî değerlerimizi hiçe sayıyoruz. Yani kısacası: #206942492 Örneğin, Avrupa'nın yılbaşında diktiği gibi, bizim, çoğunluğu Müslüman olan milletimiz de evine çam ağacı dikerken, ben, Ramazan'da oruç tutan, yahut kurban bayramında bir kurban bağışlayan bir Hristiyan görmedim. Kendi dinimiz ve millî geçmişimizin kıymeti maalesef bilinmediği için -tabiri caizse- eziklik psikolojisine bürünmüş Türk halkı, Avrupa'yı, taklit etmemesi gereken alanlarda taklit ediyor; ancak örnek olabilecek ahlâkî davranışlarını göz ardı ediyor. Çelişkiler iki tarafı da (yani dinî değerlerini yaşa(t)maya çalışanlar ve tam tersi Avrupa'yı taklit edenler) yıpratıyor, yozlaştırıyor, daha büyük çöküşlere kapı aralıyor. Çok uzun oldu, hakkınızı helal edin; son olarak demek istediğim: Bir bireysel sorumluluklarımız, bir de toplumsal sorumluluklarımız olduğu herkesçe bilinen bir hakikattir. Milletimizi ve dinimizi temsil ederken, toplumsal bir sorumluluk bilinciyle hareket etmeyi hepimiz düstur edinsek, belki de bu kadar küçük duruma düşürmeyeceğiz kendimizi. Katılımınız için tekrar teşekkürler...
Ahmet yorumladı.
Varoluşçuluk ile dindarlığı birleştiren düşünürler, Tanrı'nın insanı kul veya köle olarak değil, özgür bir varlık olarak yarattığını düşünmek zorunda olduğumuzu vurgularlar. Tanrı, insana saygı duyduğu için onu özgür olarak yaratmıştır. Bu özgürlüğü ahlaki meşruluğunu kaybetmiş mutlak bir dünyevi iktidara teslim etmek, insanın hem Tanrı'ya hem kendisine ihanet etmesi anlamına gelir.
Sayfa 224Kitabı okudu
Ahmet okurunun profil resmi
Üstadım merhaba. Son cümle varoluşçuların görüşü müdür yoksa yazarın yorumu mudur? Paylaşımı açar mısınız?
320 öğeden 6 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.