Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Akan kandan etkilenmek. Fazla derin düşünen insanlara özgü bir zayıflıktı belki de. Akan şey kan değil de o insanın ruhuymuş gibi hissederdim çoğu zaman. Bileklerini kesenlerin ruhlarını hapsettikleri kafeslerin kapılarını açık bıraktıklarını, özgürlüğün tertemiz sayfalarına uğursuz, kan kırmızı bir kalemle aktardıklarını hissederdim.
Sayfa 399Kitabı okudu
140 syf.
6/10 puan verdi
Hasan Ali Toptaş elbette edebiyatımızın önemli isimlerinden. Ve bu kitabı da oldukça edebî... Sözcükler ve dil ustalıkla kullanılıyor. Zaman, gerçeklik, hayaller ve kişiler arasında allak bullak oluyorsunuz. Evet, peki elde ne var? Güzelce paketlenmiş bir koca edebiyat. Ama bu paket, içindekileri ise ya ben göremedim ya da paket öyle büyüktü ki içine bir şey kalmamıştı. Bunlar benim aradıklarım ve bulamadıklarımla ilgili... Çünkü ben bir kitap okuduğumda etkilenmek, hayata dair bir şeyler bulmak, bazı hakikatler tatmak isterim. Dünyayı daha güzel anlamlandıracak araçlar ararım. Karşınızda mahir bir yazar var, güzel paketler göreceksiniz. Ve belki de kim bilir, içini siz dolduracaksınız.
Ölü Zaman Gezginleri
Ölü Zaman GezginleriHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 20193,220 okunma
Reklam
Hayatın çok ilginç bir şifresi var aslında
Özellikle kapitalist sistemin bize dayattıklarından etkilenmek istemiyorsanız, bu şifre şu şekilde kırılır. Diyelim ki 100 bin lira paramız var. Bu para ile 30 bin liralık bir araba almaya razı oluyorsanız şifreyi kırdınız demektir. Eğer 100 bin liralık bir araba alıyorsanız işte o zaman zorlanmaya başlarsınız. Ama bundan çok daha kötü bir senaryo var ki birçoğumuz bu tuzağa düşüyoruz. 100 bin lira kredi kullanıp 200 binlik bir araba almak. Işte o anda kredinin vadesi kadar süreyi başkalarına ipotek ettik demektir.
Sayfa 102Kitabı okudu
80 syf.
·
Puan vermedi
·
11 saatte okudu
Zweig... Sana psikolojik tahlil yapmaktan öteye giden psikolojik bir hasta desem muhtemelen bana kızacaklardır fakat Sayın Ustacığım; bana hissettirdiğin duygular beni korkutuyor. Ki sana neler neler yaptığını düşünmek bile istemiyorum. Bu yazdıklarını yaşamamış olma ihtimalin de oldukça ürpertiyor beni. Kitaplarını okurken hep şunu söylüyorum: Üç Büyük Usta kitabına kendini de katsan hiç fena olmazdı. Evet hasta olabilirsin, olsun, sonuçta böyle şeyler yazmış olman seni her türlü haklı çıkartır. Neyse gel gelelim kitabımıza.. Kitap Zweig'in her kitabı gibi bir günde -ruh haliniz kaldıracaksa- bitebilecek düzeyde. Olağan bir şekilde etkiledi mi, hayır, fakat Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu'ndan sonra da fazlaca etkilenmek nasıl olur tam bilmiyorum. Ben orada tüm duygu birikintilerimi ve çöküşlerimi yaşadığımdan alıştım artık yazarımızın bunalımlarına.. Evet bu novellamız yani uzun hikayemiz her ne kadar Fransa'nın Riviera'sında başlıyor olsa da asıl 24 saatin başladığı yer Monte Carlo'dur. Evet hikayede şunu çokça tekrarlıyorsunuz; "Monte Carlo yani kumar batağı bütün kötülüklerin anasıdır." Mrs. C.'nin yaşadıklarını dinlediğimiz 24 saat hikayenin başındaki anlatıcıyla arasındaki konuşma olarak verilmiş. Herkesten kaçındığı yaşadıklarını samimiyetle anlatan Mrs. C.'nin tek isteği sırtındaki yükten kurtulmak ve yaşamının geri kalanında huzurlu bir hayat yaşamaktır. Umarım yaşayabilmiştir.
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört SaatStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020127,3bin okunma
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.