Öncelikle takipçi sayınızda “küçük” miktarda olumsuz dalgalanmalardan etkilenmek istemiyorsanız kitabı okumamanızı, paylaşmamanızı ve beğenmemenizi tavsiye ederim. Bu beni çokça kaygılandıran bir konu değil açıkçası, Sosyoloji okuduğum için yaptığım minik bir gözlem sadece.
Türkiye’de yerleşik bir motto olan, ”Herkes kendi işini yapmalı” cümlesini
İnsan masaya oturduğunda zeytin-ekmekle veya bir tas çorbayla da doyar doymasına... Lakin eğer çok sevdiğiniz bir yemek önünüze geldiyse, orada hissedilen şey doygunluktan bir tık öte, farklı bir histir. Masada geçirilen süre uzar, önce uzun uzun bakışlarla gözler doyurulur... Ağıza alınan her lokma fazladan bir tur daha döner damakta...
İşte o
Bu esere 10 puan verdikten sonra diğer puanladığım bütün eserleri bir puan düşürmeyi düşündüm. Zira bu eserin 10 puan aldığı kütüphanede diğer bütün eserler, türü ne olursa olsun en fazla 9 puan alabilirler...
...
Ben bu kadar hayatı tanıyan, bu kadar ruhları çözümleyebilen ve dahi bu kadar derinden hissettirebilen bir ikinci kitap daha okumadım. Alalade bir teşvik ile temin edip okuduğum bir eserden bu derece etkilenmek aklımın ucundan bile geçmezdi. Bırakın hayatımın bundan sonrasını belirleyeceğini, Türk edebiyatında böyle bir eserin yaratılabileceğine ihtimal dahi vermezdim. Ancak bu eser, bütün tahminlerimin ne kadar nakıs olduğunu en yüksek kelamdan nutketti.
Bu eser, kesinlikle ülke sınırlarını aşmalı. Bütün ülkenin edebiyat severleri olarak var gücümüzle bu eseri bütün bir dünyaya okutmalıyız. Zira şu eseri okuyup da ondan nasiplenmeyecek bir dimağ yoktur bana göre yeryüzünde. Öyle ki mübalağa ettiğimi düşünmenizden çekinmesen "Reşat Nuri'nin bu eserini okumuş olsa Dostoyevski dahi önünü iliklerdi" derdim. Ama eseri okumadan bu meramımı anlamınızı beklemem evvela size haksızlık etmek olur.
Lütfen bu eseri okuyunuz ve okutturunuz efenim. Benim okuma hayatımın zirvesi oldu.
Harry Potter...
Dünyayı kasıp kavuran o meşhur seri.
Ve yıllar sonra gelen böyle bir katkı.
Katkı mı gerçekten?
Bunun cevabını vermek size düşer...
Şunu söylemek istiyorum: Mükemmel olan şeylere ek yapmak öyle zordur ki... Birincisi muhteşem olan filmlerin genelinde ikinci sevilmez mesela, bir kitabı tutan yazarın diğer kitaplarında "nokta
Sonsuz Maymun Teoremini duymuş muydunuz?
Öncelikle ben size bir şey sorayım o zaman. Daktilonun başında bir maymun var. Bu maymun ölürse yenisi geliyor, devam ediyor. 50 tuşlu daktilonun her tuşuna sonsuz bir hızla, adeta freni patlamış bir kamyonun yokuş aşağı salınımına eşit bir ivme ile yazmaya devam ediyor.
Peki bu maymun Shakespeare'in
Sözlerime Yunus Emre'nin bir sözü ile başlamak istiyorum.
"Yaratılanı severim yaratandan ötürü" Bize sevmeyi öğütleyen bu cümle sevginin önemini de çok güzel anlatmaktadır.
"Ben gizli bir hazine idim, bilinmek istedim ve kâinatı yarattım" sözüyle şüphesiz ki Rahman bizi çağırıyor. Beni merak edin, araştırın, öğrenin ve
Ben çok değiştim
Ben aslında hiç değişmedim
Ben şimdi hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyorum
Ben her şey düzelsin istiyorum
Ben kimse üzülmesin istiyorum
Ben midemde uçuşan kelebekleri tekrar misafir etmek istiyorum
Ben sevdiğim şarkıları yüzümde mutlu bir tebessümle dinlemek istiyorum
Ben içimdeki bu buruk hissi hatırlamak istemiyorum
Ben etkilenmek istemiyorum
Ben unutmak da istemiyorum, hatırası ile yaşamak da
Ben sürekli ben dediğim için bunu okuyacak olanların canını sıkmak istemiyorum
Ben bu yazıyı kimseye okutmak da istemiyorum
Ben kaygılarımı silmek istiyorum
Ben özgür olmak istiyorum
Ben şimdi bir deniz kenarında yalnız oturmak istiyorum
Ben huzurlu hissetmek istiyorum
Ben istiyorum ki beni özle
Ben istiyorum ki beni gör
Ben istiyorum ki bana bir şans verebil
Ama ben biliyorum ki bunların hiçbir önemi yok
Ben istedim ki bana gitme diyebil
Sen diyemedin
tüm ben'lerin içindeki tek sen,
Biliyorum, hoşça kaldın.🍀
One of my strengths has always been that I can find an angle on anything, but now, with the ability to do almost anything, that strength was a weakness. Every project looked possible to me …
Feeling pressure to make a decision on my next movie, smothered by the blind affections of my recent fame, .... I wanted to go somewhere where nobody knew
Yine Oğuz Atay, yine muhteşem bir başyapıt. Ne kadar harika bir bilim adamının hikayesi ve ne kadar hoş bir kaleme alış. Hayran olmamak gerçekten elde değil. Daha önce hiç tanımadığım bir bilim adamını şu an neredeyse her yönüyle öğrenmek ve ondan etkilenmek güzel bir his. Mustafa İnan'ın hayatının kaleme alınması TÜBİTAK tarafından ortaya
İnsanın yapısı çok yönlüdür. İnsan, algılayış, yorum gibi bütün iletişim ve hayat konusunda çok karmaşık/zengindir. Yeryüzünde bir insan tasavvuru, zalim ile mazlum; durum ve hallere girip çıkmaktadır. Duygu yapısı çok boyutlu olma özelliğiyle bir süreç içinde iyi ya da kötü diye bileceğimiz iki yoldan birini tercih eder. Birincisi iyi/lik yolun varlığı/özellikleri üzerinde durduğumuzda; bunun ilk ve özel hali şiirdir. Şiir, dediğimiz özel bir duygu halini, manzaralı resimdir. Bu resmin çizeri; hassasiyet, sevgi, güzellik ve hayret makamlarından gezmiş bir seyyah gibi his adamıdır. Önem arz eden; his adamı olmaktır. Elbet bunun yansımaları ortaya çıkıp, güzellik boyutlarını gösterecektir. Buna bir bakış; şiir, resim, müzik, hat, ebru vesayre yol alır. Keza en yaygın olanı şiirdir. Demek yerinde bir tespit olur, zannımca.
Anadolu, his boyutu zengin; manevi iklimi çok çeşitli; kültürel özellikleri çok, sosyal yapisizengin, tarihi yaşantısı zengin uzatmadan uzayan bir coğrafyadır.
Anadolu bütün birikimiyle kendisine has bir yaşantı vermektedir. Bu özelliğini halen iç bölgelerinde yaşatmaya çalışsa da; gelişen küresel medya etkisine girmeden özünü koruyarak; etkilenmek yerine etkileyen olmalıdır.
Anadolu manevi zenginliğiyle sayılmayacak kadar çok şair, alim, münevver, seyyah gibi insanlığın bir üst boyutundaki ön kadroya medrese olup hocalık yapmıştır, diye biliriz.
Beyaz DilekçeBahaettin Karakoç · Beyan Yayınları · 199886 okunma
Kızım Olmadan Asla kitabını ağlayarak bitirmiştim. Bir annenin mücadelesi beni çok ama çok derinden etkilemişti. Eğer hâlâ okumadıysanız bence bir şans verin. Siz de derinden etkileneceksiniz.
Öncelikle kitap
"Psikoterapi iki insan arasında kurulan sıcak ve yakın bir ilişki biçimidir. Terapist bir yandan hastasını ve onun sorunlarını tanımaya ve anlamaya çalışırken, bir yandan da onun yaşamına girmek, etkilemek ve etkilenmek durumundadır."