Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

serenay

serenay
@euphoria21
kitap okuma alışkanlığımı geri kazanmaya geldim
Ayyyy kıvranıyor garibim
"Dut yemiş bülbül gibi dilim tutuldu. Kendimde ilk defa tespit ettiğim bir hal...Mamafih vaziyet de tuhaf, ilk defa tanıştığım ve bir gün evvel babasının ölümünü duymuş matemli bir kıza da hemen ilanıaşk edilmez ya! Ancak teselli verilir. Benim de ömrümde yapmadığım şey...Ne kimse beni teselli etmeli, ne de ben kimseyi..."
Reklam
İmdat bu ne
Yaşam ne aldatıcıdır biliyor musun dedim acı acı. Takma göğüs gibi! Tam hedefe yaklaştığını sandığın anda eline kauçuk gelir!!
Upss
Zavallı ananın yüreciğini nasıl paramparça ettiğini , babacığını nasıl üzdüğünü hep biliyorum. Demek döndün ha? Zavallı ananla babanın yaşantılarını zehir etmek için! Benim ölüme basmadan bu evde yaşayamazsın artık. Ben onların yalnız kiracısı değil oğullarıyım da.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İmdat burada çok güldüm
Dedikodulara göre partneri Wyatt'la Olimpiyatlara gitmesi gerekiyordu. Ancak kaldırma hareketlerini öyle sıklıkla tekrar etmişlerdi ki en sonunda Aubrey altın madalya yerine kucağına bir bebek almıştı.
Okurken mahvolduğum satırlar
Kan sıçrıyor. Ninemin kanı. Gözlerimin önü kızıl bir renge döndü. Tıpkı, şimdi benim canımın yandığı gibi ninemin canı da yanmış mıdır? Dahası, o acıya katlananın torunu değil de kendisi olduğunu anlayınca hoşnut kalmış mıdır? Şıp. Yüzüme gözyaşı damladı. Yakacak denli sıcaktı. O sırada kalbimin ortasında bir şey sanki patladı. Bana tuhaf bir hal geldi. Hayır, bana gelmedi benden çıktı. Vücudumun bir yerlerinde kurulan set patladı. İçimde bir şeyler sonsuza dek kırıldı. "Hissedebiliyorum. "diye fısıldadım. Bunun adının üzüntü mü sevinç mi yalnızlık mı acı mı korku mu zevk mi olduğunu bilemiyorum. Sadece bir şey hissetmiştim o kadar. Öğürdüm. İçimden atmak istediğim bir bulantı meydana geldi. Ama bunun muhteşem bir tecrübe olduğunu düşündüm. Birden üzerime dayanılmaz bir uyku çöktü. Usulca gözlerim kapandı. Ağlayan Gon görüş alanımdan çıkıp gitmişti. Sonunda insan olmuştum. Ve artık o anda dünya benden uzaklaşıp gidiyordu. Aslında, benim hikayem buraya kadar.
Sayfa 242Kitabı okudu
Reklam
Kahramanımız lovelanmış
O günün gecesi uyuyamadım. Hayalet gibi birkaç görüntü durmaksızın kendini tekrar etti. Sallanan ağaçlar, rengarenk yapraklar ve rüzgara kendini bırakmış bir halde ayakta duran Dora. Hemencik kalktım, durduk yere kitaplıklar arasında yürüdüm ve bulduğum Korece sözlüğü karıştırmaya başladım. Ama aramak istediğim kelimenin ne olduğunu bilemiyordum. Sıcaklamıştım. Nabzım kulağımın hemen altında atıyor gibiydi. Hem el hem de ayak parmaklarımın uçlarında küçük böcekler geziniyormuş gibi bir kaşıntı vardı. Durumum iyi değildi. Başım hem ağrıyor hem de dönüyordu. Bütün bunlara rağmen sürekli o anı düşünüyorum. Dora'nın saçlarının yüzüme değdiği anı. O teması, o kokuyu ve o havanın sıcaklığını...Ancak o gün ağarıp da gökyüzü mavimsi bir renge büründükten sonra güç bela uyudum.
Sayfa 188Kitabı okudu
Üzücü cidden
Gon'un benden bir tepki beklediği ortadaydı. Çünkü hem ilkokuldayken hem de ortaokuldayken bu türden çocuklar çevremde hep varlardı. Yani bunlar, rahatsız edilen kişinin eciş bücüş yüzünü görmek isteyen çocuklardı. Kurbanlarının ağlarken yalvarmalarını arzulayan çocuklardı. Bu çocukların alayı, genel itibariyle kaba kuvvet kullanarak istediklerini elde ederlerdi. Fakat Gon'un istediği şey, yüzümde küçücük bir ifade değişikliğini görmekse, bu çocuğun sonsuza dek beni yenemeyeceğini ve buna kalkıştıkça gücü yetmeyenin Gon'un ta kendisi olacağını gayet iyi biliyordum.
Sayfa 107Kitabı okudu
Bu kısım çok tatlı geldi
Her yıl kış gün dönümünde çatıya çıkıp kamerayı duvardaki tuğlaya tutturarak aile fotoğrafı çektik. Yaşlanmayan vampir annesiyle dev ninesi olan bir çocuktum. Değişmeyen iki kadın arasında bir başıma büyüdüm.
Düşünelim,tartışalım
Herkes kafasının içinde iki tane badem taşır. Bunlar kulağın arkasından başa doğru giden bir yerde derinlemesine iyice gömülüdür. Bu bölgeye, hem boyutları hem de görünümleri tam bir badem gibi olduğundan Latincede "badem" anlamına gelen "amigdala" denir.Dışarıdan bir tetikleyici geldiğinde, bademde kırmızı bir ışık yanar. Tetikleyicinin yapısına göre insanda bir korku oluşur ya da insanın keyfi kaçar veya iyi kötü duygular hissedilir. Ama benim kafamdaki bademin bir yerlerinde arıza çıkmışa benziyor. Çünkü bir tetikleyici gelse de kırmızı ışığı yanmıyor. Bundan dolayı başkalarının neden güldüklerini ya da neden ağladıklarını pek anlayamıyorum. Benim için sevinç de üzüntü de aşk da korku da belirsizdir. Hem duygu denilen kelime hem de sempati denilen ifade benim için anlaşılmaz harflerden başka bir şey değildir.
Seni cok iyi anlıyorum macide
Aynı sayfayı iki defa okuduğu halde neden bahsettiğini anlayamamıştı. Düşünceleri mütemadiyen sıyrılıp başka taraflara kaçıyordu. Birisiyle mücadele ediyormuş gibi dişlerini sıktı ve kaşlarını çattı. Göğsü süratle inip kalkıyor ve yumrukları titriyordu. Nihayet elindeki kitabı bir kenara fırlatarak mindere kapandı ve hıçkırarak ağlamaya başladı.
Reklam
So relatable
"Hayat beni sıkıyor."dedi."Her şey beni sıkıyor. Mektep,profesörler,dersler,arkadaşlar...Hele kızlar...Hepsi beni sıkıyor...Hem de kusturacak kadar..."
tek önemli vakit vardır ; içinde bulunduğunuz an. O an en önemli vakittir, çünkü sadece o zaman elimizden bir şey gelebilir. En önemli kişi, kiminle beraberseniz odur, zira hiç kimse bir başkasıyla bir daha görüşüp görüşmeyeceğini bilemez ;ve en önemli iş iyilik yapmaktır, çünkü insanın bu dünyaya gönderilmesinin tek sebebi budur.
İnsanların kendileri için kaygı duyarak değil, sevgiyle yaşadığını anladım.
iğrenç birisi part2
Kadınların hepsi sizin gibi çılgın olsa erkeklerin hepsi karısız kalırdı, diye fırlayıp hiddetle çıktı. (Kendi kendine) Kadın kıtlığı yok ya! Bir okullu fakir kız daha bulurum.
Sayfa 136 - Türkiye iş bankasıKitabı okudu
sinir krizi geçirtecek kadar iğrenç birisi
"Ben bu kadar lafını bilmez adamdan da hoşlanmam ama! Haydi, akrabalığa hürmetten seni affetmiş olayım. Çocukluğun lüzumu yok Refet, öyle bir şeye gücenmekle şimdi kin gütmek akıl kârı değildir. Benimle evlenmeye talip olmam senin için pek büyük bir nimettir. Servet sahibi olmamla beraber yaşım da pek büyük değil. Gerçi seni kucağımda hoplatırdım. Ama o zaman ben de pek yaşlı değildim. Sen yirmi üç yaşındasın ben de kırk beş varım. Erkek için o kadar yaşlı sayılmaz. Senden küçük bir yaşta kız istesem de verirler. "
Sayfa 130 - İş Bankası, Mucip karakteriKitabı okudu
çok doğru
Teni güzel, canı çirkin olanlar nice göz yanıltan yapaylıklarıyla o çirkinliği örtebilirlerse de canları coşarak bütün çirkinlikleriyle beraber kabından taşınca, kendilerini görenleri korkutacak derecelerde çirkinlik açığa çıkar.
Sayfa 30 - Türkiye iş bankasıKitabı okudu