Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İşin en heyecan veren tarafı da, öğrenmenin bulaşıcı olduğunu ve hızla yayıldığını görmek.
‘İmkânsız’, biz izin verdiğimiz, ona inandığımız için önümüze çıkıyor."
Reklam
İnsanlar kendilerine değer verilmediği, kendilerini değerli hissetmedikleri zaman iyilik yapmıyorlar.
Bugüne kadar nasıl ihmal etmişiz. İnsanların yüreklerini hiç hesaba katmamışız. Sadece kol güçleri, biraz da kafa gücü yeter sanmışız, ama yürekler devreye girmeyince gerisi boş.
Ortaya yazdığınız sorunu/konuyu, kaldırılması çok zor bir kaya ya da yutulamayacak kadar büyük bir lokma gibi düşünün. Bu lokmayı yutmak ya da kayayı oradan kaldırabilmek için parçalamanız gerekir.
Bildiğini düşünmek, öğrenen olmanın önündeki en büyük engeldir. Çözümü bildiğime inandığımda problemi tarafsız bir gözle analiz etme, anlamaya çalışma, farklı bakış açılarına açık olma potansiyelim önemli ölçüde azalır.
Reklam
"Yaşamı, dostlukları görmeden, yanından yürüyüp geçmişiz.”
“Sevgi adına yaptıklarımız aslında sevgiye ne kadar ters. Kıskançlık, baskı, sindirme, aşağılama, hatta şiddet. Bu davranışların altında ancak kendini ve başkalarını sevmemek yer alabilir.”
Koruma altına alma, kontrol etme, baskı kurma, güvenmeme gibi davranışları sevgimizden dolayı yaptığımızı söylüyoruz. Humberto Maturana’nın tanımladığı sevgi ve bunun yol açtığı davranışlar ise çok farklı. Onun sözünü ettiği, seni gördüm, varlığının farkındayım ve varlığına saygı duyuyorum diyen, dinleme, teşekkür etme, zaman ayırma gibi davranışlara yol açan bir sevgi.
“Beni en çok etkileyen, doğadaki sınırsız çeşitliliği unutup insanları, fabrikanın ürettiği standart ürünler gibi algılamamız ve sınıflandırmamız oldu. ‘Her insan tek’, kulağa hoş bir klişe gibi geliyor. Aslında ne kadar derin bir anlamı var. Farklı olmak, daha kötü ya da daha iyi olmak anlamına gelmiyor. Farklı olmak çok doğal. Hepimiz diğerinden farklıyız. Çünkü tekiz. Öyleyse belki de benim ‘oğlum’ sorunlu değil. Öğretmenleri onun hiperaktif olduğunu söylüyorlar. O belki de uzun süre hiçbir şey yapmadan ders dinlemekten sıkılıyor, dinleyerek değil de yaparak öğreniyor. Bu da bir bozukluk değil sadece farklılık olabilir."
Reklam
Halbuki birbirimize zaman ayırdığımızda birbirimizin yaptığı işe ilgi gösterir ve anlayabiliriz. Böylece birlikte öğrenmeye başlayabiliriz.
Humberto Maturana, sevgiyi akıllı eyleme yol açan tek duygu olarak nitelendiriyor ve sevginin karşıdakini varkılmak, varlığını tanımak demek olduğunu söylüyor. İnsanların birbirlerini gördüğü, varkıldığı bir organizasyonda sosyal ilişki ağları açık olur ve hayati önem taşıyan bilgi paylaşılarak, çok daha iyi sonuçlar alınır.
Enerjimizi birbirimizi ya da kendimizi düzeltmek için harcarız. Farklılıkların doğal olduğunu, daha da önemlisi zenginlik olduğunu fark ettiğimizde birbirimizi kabul etmeye ve bu farklılıkları bir araya getirerek büyük bir güç oluşturmaya başlarız.
Ne yazık ki eğitim sistemi, çoğu zaman, çocuklar arasındaki öğrenme farklılıklarını göz önüne almaz ve fabrikalardaki seri üretim gibi, standart bir yöntemin hepsi için geçerli olacağını varsayar. Bu durumda çocuklar kolayca hiperaktif, aptal, yavaş, yaramaz, dikkatsiz gibi sıfatlarla tanımlanabilirler. Çocuklar kendilerine uygun görülen bu sıfatı benimsediklerinde, ona uygun davranmaya başlarlar. (Bu duruma kendini doğrulayan kehanet diyoruz. Neye inanırsak ona uygun davranırız.)
Etrafım sürekli daha iyi şeylere sahip olmak isteyen, bunun için de daha çok çalışan ve sonunda birbirlerine ve hatta kendilerine bile yabancı haline gelen insanlarla dolu.
119 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.