Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Karşımda, mahvedilmiş genç insanlar var. Ey Türke benzemeyen Türk Gençliği! Ne oldu sana böy­le? Birinci vazifen Türk İstiklalini, Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmekti hani? 'Türk olmak' ne demek, sana önce bunu unutturdular! 'İstiklal' ne de­mek, sana önce bunu unutturdular! 'Muhafaza ve mü­dafaa etmek' ne demek, sana önce bunu unutturdular! Ba­ğımsızlığın tehlikede! Varlığın tehlikede! Hadi muhafa­za ve müdafaa etsene! Vah gariplerim vah! Vah zavallı­lar vah! Hiçbir şeyin farkında değil çoğu. Pazartesi sa­bahları İstiklal Marşı söyleyip bayrağı göndere çekmek­le bağımsız olunmuyor efendim. Nasıl anlatsam size ül­kemde oynanan emperyalist oyunları? Öyle sinsi oyun­lar ki bunlar... Ulan İstiklal Savaşı zamanında olduğu gibi, düşman gelse yurdumu işgal etse neyse. Alırsın silahını koşarsın cepheye o zaman. Tabancan tüfeğin yoksa bı­çakla, kazma kürekle gidersin. Ama öyle mi ya. Bu sin­si savaş. Bu kahpe savaş. Bu modern emperyalist işgal. Sana kim olduğunu unutturuyor. Ortalıkta Türküm diye geziyorsun; ama farkına varmadan başka bir yara­tığa dönüşüyorsun. Saçlara başlara, kılığa kıyafete, ko­nuşma tarzına, ilişkilere, yaşam biçimlerine bakıyorum da, karşımda "Ey!" diyebileceğim bir Türk Gençliği gö­remiyorum.
Ey Türk Gençliği! Bağdaş kurma! Kimseden bir şey umma! Ayağa kalk!
Reklam
Ey Türk Gençliği! Sen Arap Muhammed'in mezarını Ingiliz altınlari için Türk esirlerini boğazlıyan kahpe araplara bıraktıktan sonra senin kaben Çanakkale, Sakarya ve Dumlupınar değil midir?"
Sayfa 303 - iletişim yayınları, Nihal Atsiz 1933 yılında
Unutmamak, unutturmamak adına...
Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyet'ini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerait, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasî emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur! 20 Ekim 1927
Mustafa Kemal Atatürk
Mustafa Kemal Atatürk
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.