Eylem Munğan
@eylmngn
Bêdengî, west e, heke ne west be, keser e, heke ne keser be, hesret e, heke ne hesret be, jan e, heke ne jan be, bîr û heş e. Yan jî ev hemû ne..
mühendis
1 Eylül
5 okur puanı
Ağustos 2022 tarihinde katıldı
Allah ölümü yarattıktan sonra önce dağlara vermiş. Dayanamamış dağlar ölüm acısına; depremler olmuş, bir dağın öldüğünü duyan diğer dağlar yerlerinden oynamış, yeryüzü birbirine girmiş. Bakmış ki dağlar kaldıramayacak ölümü, almış dağlardan denizlere vermiş. Denizler acıdan kudurup taşmışlar, bir denizin öldüğünü duyan diğer denizler kabarmış kabarmış seller, tufanlar yaşatmışlar. Bakmış ki denizler de kaldıramayacak, onlardan da almış, insanoğluna vermiş. Sonra bir cenaze sırasında insanları izlemiş. Tam mevta toprağa defnedildiği sırada, bir kurbağa cenaze sahiplerinin önünden zıplaya zıplaya geçince, cenaze sahibi kendini tutamayıp gülüvermiş. Allah o gün ölümü kaldırsa kaldırsa insanoğlu kaldırır diye, ölümü bize vermiş.
Evet kaldırıyoruz, evet unutuyoruz. İnsanız. Ama çok çabuk değil mi?
203 syf.
·
Puan vermedi
·
59 günde okudu
Sevda Kuşun Kanadında
Hayat sırrının suyunu
Çeşmelerden bulamazsın
Ansızın bir deli çaydan
İçersin de kanamazsın
Okur Takip Önerileri
“Keşke öyle olsaydı, keşke böyle olmasaydı türünden şikayetler…
Hepsi geçmişe yönelik. Hiç geleceğe ait bir hayalin yok mu senin?”
Sayfa 86Kitabı okudu
Eylem Munğan tekrar paylaştı.
"... kim olduğum nereden geldiğim hiç o kadar mühim değil. Aynı şekilde senin kim olduğun da, nereden geldiğin de hiç mühim değil... İnsanız, anlıyor musun, insanız biz!"
Sayfa 70 - İthaki Yayınları - 15. Baskı - 2019Kitabı okudu
128 syf.
·
Puan vermedi
·
42 günde okudu
Tanrılar vardı, dinler vardı ama bencillik her şeyden güçlüydü
İyi ama ya ben yanılıyorsam diye haykırdı birden.. İnsanoğlu aşağılık bir yaratık değilse ya.. Yani genel olarak tüm insanlık, tüm insan soyu.. O zaman geri kalan her şey bir boş inançtan, kuruntuya dayanan bir korkudan başka bir şey değil.. O zaman.. Hiçbir engel yok.. Zaten olmaması da gerekir.
Ne mutlu cehaletin koruyucu rahmi içinde bir cenin gibi büzülüp yatanlara.
"Zaman bana da bir nehir gibi geliyor. O nehirde yüzüyorum. Sular akıyor ama hangi damla arkamda, hangisi önümde; nehir mi daha hızlı akıyor, ben mi ; su önüme mi geçiyor, arkamda mı kalıyor anlayamıyorum. Gerçek olan tek şey
SONSUZ BİR AKIŞ."
Aklına Nana'nın bir keresinde söylediği şey geldi; her bir kartanesinin, dünyanın bir yerinde haksızlığa uğrayan bir kadının ağzından dökülen bir ah olduğunu. Bütün bu iç geçirmeler gökyüzüne yükseliyor, bulutlar halinde toplanıyor, sonra minicik parçalara bölünüp sessizce aşağıya, insanların üstüne yağıyordu. Bizim gibi kadınların neler çektiğinin göstergesi, demişti.
…insanın dünyadan ve dünyada en çok sevdiği şeyden umudunu kesmesi ne zor şeymiş...
Umumi terbiye ve ahlak adına örtünmeleri istenen Müslüman kadınlarına milli namusu aşağılar surette laf atmak ve sonra da kalkıp örtünme sebebini soran Avrupalılara 'Kadınların namusuna olan hürmetimiz' cevabını vermek arasında ne büyük bir çelişki olduğunu itiraf etmeliyiz.
