Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

eylül asya

Konu seç! İnsan? İnsana dair her şey. Her şey zaten insana ulaşmıyor mu eni sonu. Bu dağlar, bu taşlar, yerler, gökler nice nice büyükler, küçükler. Sevgi merhem mi? Her sevgi iyileştirir mi? İyileşmek için ne yapmalı? Bir tebessüm hastayı ayağa kaldıramaz mı? Sevgisizlik kül eder. Bir de sevdadan yanmak vardır. Sevgisizlikten kuruyan ağaç bir damla sevgiyle yeşerir.
Reklam
Sevgi olursa emekte olur. Emek olmazsa sevgi olmaz. Yadırganan fedakarlık sevgiye ait değildir.
Bir insan birçok şeyden yoksun kalabilir ama yoksunlukların en acısı histen ve duygudan mahrum kalmaktır. Bir tatlı sözün, bir iyi davranışın, zengin bir gönülden taşıp dökülmüş güzel duyguların insanlara vereceği mutluluğu para ile elde etmek mümkün değildir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Onca bilgi, birikim, aşk, sevinç, acı, anı bu küçük kutuya sığmazdı.
eylül asya
Bir kitabı okumayı düşünüyor
Hay bin Yakzan
Hay bin Yakzanİbn-i Sina
8.6/10 · 4.658 okunma
Reklam
481 syf.
·
Puan vermedi
Serenad
SerenadZülfü Livaneli
9/10 · 136,2bin okunma
Bırakın oynasın çocuklar. Onlar oynamıyorsa biz utanalım. Bombalı uçaklarla, toplu tüfekli tanklarla birbirimizin üstüne çullanıyoruz sık sık. Çocukları düşünen yok bu gürültü patırtı arasında. Onların oynayamaması umurunda değil kimsenin; çok geçmez ama çocuk olmadan büyüyenler hınçla, kinle, oyunsuz bir dünyanın baskılanmış tepkisiyle el atacaklar pek çok şeye. Gelecekteki korkunçluklar, bugün oyun olanaklarından yoksun bıraktığımız çocukların eylemi olacak.
Çocuklarınız sizin çocuklarınız değil, onlar kendi yolunu izleyen Hayat’ın oğulları ve kızları. Sizin aracılığınızla geldiler ama sizden gelmediler ve sizinle birlikte olsalar da sizin değiller. Onlara sevginizi verebilirsiniz, düşüncelerinizi değil. Çünkü onların da kendi düşünceleri vardır. Bedenlerini tutabilirsiniz, ruhlarını değil. Çünkü ruhları yarındadır. Siz ise yarını düşlerinizde bile göremezsiniz.
“Bir çocukla uğraşırken iki duygu içinde olmalıyız; çocuk olduğu için sevgi, yarın büyüyeceği için saygı.”
Yakınılacak çok şey var. Keyif alacak çok şeyin olduğu gibi. Bakış açıları ve içinde bulunulan durum insanın nasıl hissetmesini yönlendirir. Şartları eğer uygun hale getirmek için adımlar atılırsa keyif alma bakış açısının genişleyip derinleşebileceği gibi haz alma oranında da değişiklikler olacaktır. Her şey bir adım atmakla başlar. Ufak bir adımın kocaman atılan tek farklı birkaç santimden ibarettir. Marifet atılan adımın sürekliliğini korumaya devam eden bir süreçtir. Ufak ama kesintisiz adımlar hedefe ulaştırır. Düşe kalka yol alınır. Kendi değerlerini bildikten sonra alınan yolun kıymeti ayrı olur. Denemelisiniz. Herkes denemeli. Bende, sende. Denenmeleyen olasılıklarla zaman tükeneceğine, sonucunu görmeye değer diyerek yola çıkmak lazım. Eğlenip keyif almaya bakın. Sizin özgürlüğünüz karşınızdakinin özgürlüğüyle kısıtlıdır. Unutmayın. Saygılı olun. Mütevâzi olmak sizden almaz aksine kadar. Nazik ve naif olmayı deneyin. Kendinize ve karşınızdakilere. İnanın katkıları çok olacak. Deneyin. Mutlu olmayı hak ediyorsunuz. Gülümseyin. Her şeye, herkese inat, yaşayın ve gülümseyin. Keyif alarak geçirdiğiniz anılar biriktirin. On yıl on beş yıl geçtiğinde ya da daha çokları. Geriye dönüp baktığınızda yüzünüzde gülümse oluşturacak anılar biriktirin. Boşa geçen zaman pişmanlıktan ibarettir. Şimdi ve sonrasında. Anı yaşayın. İyi günler dilerim. BC
Reklam
“Hayatta en önemli şey nedir? Açlık çeken bir ülkedeki birini bu soruyu sorarsak cevap “yemek” olacak. Donmakta olan birine aynı soruyu sorarsak cevap “sıcak” olacaktır. Bütün bu ihtiyaçlar giderildikten sonra, bütün insanların ihtiyacı olan bir şey var mıdır hala? Filozoflar bunu evet diye cevap verirler. Onlara göre insanlar sadece ekmekle yaşayamazlar. Ayrıca insanları sevilmeye ve ilk görmeYe ihtiyaçları vardır. Ama bütün insanların ihtiyacı olan başka bir şey daha vardır: Kim olduğumuzu ve neden yaşadığımızı bilmek.
“Hayatta en önemli şey nedir? Açlık çeken bir ülkedeki birini bu soruyu sorarsak cevap “yemek” olacak. Donmakta olan birine aynı soruyu sorarsak cevap “sıcak” olacaktır. Bütün bu ihtiyaçlar giderildikten sonra, bütün insanların ihtiyacı olan bir şey var mıdır hala? Filozoflar bunu evet diye cevap verirler. Onlara göre insanlar sadece ekmekle yaşayamazlar. Ayrıca insanları sevilmeye ve ilk görmeYe ihtiyaçları vardır. Ama bütün insanların ihtiyacı olan başka bir şey daha vardır: Kim olduğumuzu ve neden yaşadığımızı bilmek.
Büyüklerinizle, yaşıtlarınızla, kendinizden küçüklerle; tartışın. Konuşarak pek çok şey öğrenildiği gibi pek çok sorun da çözülebilir. Toplumumuzda bu tür konuşma pek yaygın değil ne yazık ki! Ya susuyor ya bağırıyoruz. Konuşmayı bilmiyoruz. Sizler bunu değiştirin
Bazi insanlar hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için yaşarlar. Çalışıp çabalayıp bir yerlere gelmek için, mal mülk sahibi olabilmek için hayatlarının en verimli günlerinde tüketirler. Ömrü yaşamak varken neden tüketmek için uğraşırız bilinmez. Yarınımızın bile garantisi yokken ölmeyecekmiş gibi yaşayınca elimize ne geçecekse? Hem çalışıp hem de hayatın tadını çıkarmak varken savrulur dururuz. Peki, çok kıymetli olan ömrümüzde yarın nasıl kazanılır? Bunun için söylenebilecek en doğru cevap şu: elbette bu gününe kıyabilmekle!…
Anılar, kokular, renkler, sevgiler, korkular, anlar ve algılar… Hayata dair ne varsa yazıyor dönüştüğünde, paylaşıldığında, biz ona diyoruz. Aslında öykü bizİz, hepimiziz. Hatta hayatı bizle paylaşan canlı cansız her nesne… Kedimiz, köpeğimiz, atımız, pencere önünde duran saksımız, fıstık ağacının ardındaki mehtap, kovadaki balık, yüreğimizdeki heyecan, sevgi ya da kin ve elbette hayallerimiz, doğumlu ölüm arasında bize dokunan, bizi biz yapan her şey, bizim öykümüz. Üstelik bir roman gibi sonu olması da gerekmiyor, bir iç dökme ya da sırf coşku olarak kaldığında daha iyi anlamlı.
148 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.