Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
Elif
Elif
@eylulgibii
39 okur puanı
Şubat 2019 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Kitap Çarlık Rusya dönemini anlatıyor. Feodalizmin yerini burjuva kesimine bıraktığını görüyoruz. Gayet akıcı bir oturuşlukta bitirilecek bir kitap. Aristokrat bir sülaleden gelen ailenin, dünyadan bihaber olduğunu görüyoruz. Geçmişteki anılarında yaşıyorlar ve servetlerini tüketerek çiftlik ve vişne bahçesinden oluyorlar.
Sanıldığının aksine kesinlikle çocuk kitabı değil. Kitap Mina Urgan'ın da dediği gibi alegorilerle dolu. Kitap ıssız bir adaya düşen 6-12 yaş arasındaki çocukların adayı önce demokrasiyle yönetecekmiş gibi gözükmesine rağmen cehenneme çevirmeleriyle biter. Buna sebep olan başlıca kişi Jack ve Rogerdır. Oylamayla adanın yöneticisi Ralp seçilse de bir nevi darbeyle yönetimi Jack ele geçirir. Başta aç kalmamak için başlattığı domuz avlama daha sonra adeta canlı bir hayvanı öldürmenin verdiği zevke yerini bırakır. Adadaki çocukları da et yeme gibi çeşitli vaatlerle kendi yanına çeker Jack. Adanın en realist düşünen kişisi domuzcuk lakaplı çocuk olmasına rağmen şişman, neredeyse kör denecek kadar miyop olmasından ve aşağı sınıflara özgü şivesiyle konuşmasından dolayı özellikle Jack tarafından dışlanır. Jackin bu davranışı faşistlerin aydınlık kafalara karşı duydukları kinin belirtisinden başka bir şey değildir. Jack karakteri de Hitler'e benzetilmektedir. Simon ise kitaptaki en iyi karakter bence. Hatta Golding onun İsa'yı andıran bir kişiliği olduğunu, sezgileriyle gerçeği görebildiğini söylemiştir.. Kitabın sonunda görüyoruz ki çocukların canavar dedikleri kendi içindeki canavardan başka bir şey değildir. Ama bu çocuklar o sırada yıkılıp giden bir ortamda değil de barış ve sevgi dolu bir ortamda yetişselerdi bu türlü davranmazlardı elbette. Atom savaşından kaçmak için bindikleri uçağın düşmesi sonucu bu adada mahsur kalan çocuklar adada da adeta bir cehennemi yaşarlar!
SPOİLER İCERİR.
Yakup Kadri'nin okuduğum ilk ama kesinlikle son olmayacak kitabı. Yazar Tanzimat sonucu ortaya çıkan yanlış batılılaşmayı, kültürümüzden, değerlerimizden bu kadar uzaklaşmayı çok güzel bir dille anlatmış. Naim Efendi ve torunları arasındaki kuşak farkını çok iyi görüyoruz.Torunlarının ve Naim Efendi nin damadının Batı özentiliği ve alafrangalık hayranı özellikle Fransa hayranlığını gördük. Bazı yerlerde bu kadar da olmaz,bu kadar da kendi ülkenden nefret etmezsin dedim kendime. Bu olaylar yaşanırken ülkede birçok harpler oluyor, ama bu durumu bile ne torunları ne Naim Efendi umursuyor. En sevdiğim karakter Hakkı Celis oldu. Kitabin sonuna doğru daha da bu fikrim kesinlesti. Savaşa gitmesiyle dusunceleri değişiyor, önceden çok iyi şiir yazan Hakkı Celis savaşa gittikten sonra bunu anlamsız bulup, millet için çalışmaya, savaşmaya karar veriyor, önceden sevdalandigi Seniha'da bile tiksiniyor adeta. Zaten Seniha sadece suslenmeyi, gezmeyi bilen Fransa ve para hayranı bir kızdı. Kitabin son cümlesi bu anlamda çok da manidardı zaten:) uzun lafın kısası o dönemin düşünce ve yasayiş tarzını bir nebzede olsa daha da öğrendim bu kitapla. Herkese tavsiyemdir.
