Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Elif

İslam'da mutluluk
Oysa İslam'ın bize gösterdiği mutluluk tanımı hiç öyle miydi? Ağla ki gülesin der İslam bize. Bir adım gel, on adım geleyim sana, yürüyerek gel, koşarak geleyim sana. Ah bir de aşıksan Rabbine... Gözün yaşardığı an, ardından mutluluğu bekle. Bilirsin ki ellerini yüzüne sürdüğün anda, tebessüm belirecek yüzünde. Bilirsin ki cennet bahçelerinden bir çiçek açacak gönlünün tam orta yerinde...
Reklam
Avrupa'nın gerçek yüzü
... Bir kahkaha yanıyor gece ve sönüyor ışıklar. Ertesi güne uyanıyoruz. Peki ya önceki günün gecesi? Bu insanların istisnasız hepsinin sabaha kadar acıyla kıvranışıları? Bir benzin istasyonun lavabosunda gözünün feri sönene kadar istifra edip bayılıp kalmaları? Başını okşayacak bir anne şefkatine muhtaç halde, akşama kadar ışıksız bir ortamda bal ağrısından ağlayarak geçen günleri? İşte bu kısım buzdağının arkasındaki kısım olarak kabul ediliyor. "Akşamdan kalmaydım" diyip konu kapatılıyor. Mutlu olmak için yaşıyoruz çünkü. Mutluluğumuz dışındaki hiçbir şey biz Avrupalılar için önemli değildi. Fakat göremediğimiz bir şey vardı. Mutluluğumuz her geçen gün biraz daha tükeniyordu. Bunun adına boşluk diyorduk. Boşluğa düştüm hadi gidip dağıtalım. Sonra yine gözyaşı...
Sayfa 121Kitabı okudu
Değişmeyen, geçmeyen, eskimeyen hakikat sistemini bırakıp geçici, aldatıcı olanın peşinden koşmayı yeğledi kimi zamanlar, kimi çağlar insanoğlu. Bu kolayına geldi de ondan. Ruh tembelliğinden, ruh cimriliği ve pintiliğinden!..

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Müslüman! İslam'ı öyle sağ ve diri, canlı yaşa ki, seni öldürmeye gelen sende dirilsin.
Reklam
bir insan babanızı,annenizi ,sevgilinizi, nihayet yüreğinizden koparıldığında orada sonsuz bir boşluk ve hiç durmadan kanayan bir yara bırakan o varlıklardan birini öldürdüğünde, giyotinin bıçağı katilin artkafa kemiğinin altı ile trapez kası arasından geçtiği ve size yıllar boyunca manevi ızdıraplar yaşatan kişi birkaç saniyeliğine fiziki acılar çektiği için, toplumun sizin kederinizi yeterince telafi ettiğine mi inanacaksınız?
Sayfa 457
... sonunda kendi kendime hayatın belki de bu olduğunu söylüyorum. Fazlasıyla umutsuzluk. Ama aynı zamanda, güzel bir-iki an. Zamanın aynı olmadığı. Sanki müzik notaları zaman içinde bir tür parantez açıyor. Bir erteleme. Buradaki başka yer. Asla'daki her zaman.
Beyaz diş, artık mücadeleyi bırakmıştı. Gerçi düzensiz ve istikrarsız bir şekilde direniş gösterdiği olmuyor değildi ama artık bir hedefi yoktu
"Bir eylemi yapmayı seçtiğinizde, o eylemi sonsuza dek tekrar tekrar yapmayı da kendi arzunuzla seçmiş olursunuz. Bu, yapmadığın bütün eylemler, ölü doğan düşünceler, kaçındığınız tercihler için de geçerli. Ve yaşanmamış o yaşam, sonsuza dek içinizde kabaracak ve sonsuza dek yaşanmamış kalacak. Vicdanınız dinlemediğiniz o sesi, sonsuza dek haykıracak."
Ne söylediğim değil, söylemiş olmamdı önemli olan, sonunda biriyle, en sonunda biriyle duygularımı paylaşmış olmamdı.
Reklam
Onun değerini şimdi anlıyorsun, çünkü onu kaybetmenin ne demek olduğunu anlamana yetecek kadar bir şeyler yaşadın
“Toprak ne kadar zengin olursa, orada bir şey yetiştirememen de bir o kadar affedilmez olur.”
"Varlığın ebedi kum saati sürekli baş aşağı çevriliyor, tekrar tekrar.” “Bu düşüncenin sana sahip olmasına izin ver, o zaman ben de senin ebediyen değişeceğine söz veririm.” “Bu fikirden hoşlanıyor musun, yoksa nefret mi ediyorsun?” “Bu fikirden hoşlanacağın bir yaşamı yaşa.” “Yaşamını tamamla.” “Doğru zamanda öl.” “İnançlarını değiştirme cesareti.” “Bu yaşam, senin ebedi yaşamındır.”
Güçlenmek istiyorsan, önce kök- lerini hiçliğin derinlerine gömmeli ve en yalnız yalnızlığınla yüz yüze gelmeyi öğrenmelisin.
Kılavuz, öğrencisine bütün izleri göstermelidir. Ama gideceği yolu seçmemelidir.
152 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.