Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Eyüp Kızgır

Eyüp Kızgır
@eyupk58
'Tarih, muazzam bir erken uyarma sistemidir.' Norman Cousins
76 okur puanı
Ekim 2023 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Alparslan Türkeşin Türk Ortodoks Patrikhanesine Cemaat Sağlama Girişimi
Alparslan Türkeş, Stefan Topal'ın Gagavuzların Cumhurbaşkanı olduğu dönemde buradan 1000 kişilik nüfusun Türkiye'ye getirilerek İstanbul'a yerleştirilmesini, böylece Türk Ortodoks Patrikhanesi'nin cemaat olarak desteklenmesini hedeflemiştir. Selçuk Erenerol, Türkeş'in bu hedefi doğrultusunda gerekli çalışmaları başlattığını, Türkiye Cumhuriyeti nezdindeki temasları bitirdiğini ve planı uygulama aşamasına getirdiğini, ancak nüfusun İstanbul'a getirilmesi noktasına gelindiği sıralarda Gagavuzların Cumhurbaşkanı'nın değiştiğini ve tasarlanan planın gerçekleşmediğini ifade eder.
Reklam
Fener Rum Patrikhanesi Turgut Erenerolun Cenazesine Engel Çıkartması
Türk Ortodoks Patriği Dr. Turgut Erenerol 9 Mayıs 1991'de vefat eder. Cemaati azalan ve elinde ruhani kalmayan Türk Ortodoks Patrikhanesi, Turgut Erenerol'un dini törenini yönetmek üzere Fener Rum Patrikhanesi'nden ruhani talep eder ancak Fener Papazları Türk Ortodoksları ile çirkin bir pazarlığa girişirler. Selçuk Erenerol ruhani
Türk Ortodoks Patriği Turgut Erenerol, "Bizim için milliyet dinden önde gelir, biz Türklüğümüzle gurur duyuyoruz."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Turgut Erenerol, Atatürk tarafından babası Papa Eftim'e Hizmeti Vataniye Kanunu'ndan bağlanan maaşın Adnan Menderes döneminde kesildiğini söyleyerek şöyle devam eder: "Babamın maaşı kesildikten sonra Kıbrıs krizi patlak verdi. Orada ırkdaşlarımız katledilirken Fener Patrikhanesi herkese kapılarını kapattı. Ama babam, Türk ve dünya kamuoyuna açıklamalar yaparak vatan ve milletseverliğini gösterdi. Sonradan da o maaş yeniden bağlandı."
Heybeliada Ruhban Okulunun Kapatılması
127 yıl boyunca Fener Rum Patrikhanesi'nin kendisine tahsis ettiği ödenekle yaşatılan Heybeliada Ruhban Okulu, "Özel Okulların Devletleştirilmesi" şeklinde görülen uygulama hakkındaki Anayasa Mahkemesi'nin 12 Ocak 1971 tarihli ve 1971-3 sayılı kararından sonra kapanmıştır. Bu karardan sonra Heybeliada Ruhban Okulu da yüksekokul durumunda değerlendirilerek, okulun varlığının sürdürebilmesinin ancak Türk üniversitelerinden birisine veya bir ilahiyat fakültesine bağlanarak mümkün olabileceği belirtilmiştir. Ancak Patrikhane yetkilileri bu şartı kabul etmemişlerdir. Çünkü onlar, Heybeliada Ruhban Okulunun özerk bir statüde, yalnızca Patrikhane'ye bağlı, devletin denetiminde olmayan "Uluslararası Patrikhane Özel Yüksekokulu" olmasını istemektedirler. Bunun üzerine kapatılma kararı İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğünün 12 Ağustos 1971 gün ve 101787 sayılı gizli yazısıyla; "Anayasa Mahkemesi'nin 12 Ocak 1971 tarihli kararı ve 26 Mart 1971 tarihli gerekçesi muvacehesinde okulunuzun, bu kararın kapsamına girer durumunda olduğundan diğer yüksekokullar gibi özel bir yüksekokul mahiyetinde bulunan Teoloji bölümünün 9 Temmuz 1971 tarihinden itibaren hiçbir hukuki varlığı kalmamıştır." denilerek hukuki durum Heybeliada Ruhban Okulu Müdürlüğüne bildirilmiştir.
Reklam
Heybeliada Ruhban Okulu
Ortodoks dünyasının en stratejik kurumu Heybeliada Ruhban Okuludur. Dünya Ortodokslarının dini ve siyasi açıdan kontrol edilip yönlendirilmesi, bu okuldan Patrikhane ideolojisine bağlı din adamlarının yetiştirilmesine bağlıdır. Ruhban Okulu 1844 yılında Osmanlı İmparatorluğu çatısı altında 13 milyon 730 bin Ortodoks yaşarken kurulmuş, Ortodoks dünyasında da "elit okul" olarak nitelendirilmiştir.
"Ermenilerin bu feyizli ülkede hiçbir hakkı yoktur. Memleketiniz sizindir, Türklerindir. Bu memleket tarihte Türk’tü, o halde Türk’tür ve sonsuza dek Türk olarak yaşayacaktır." 💬 Başbuğ Atatürk
Papa Eftim'in Sosyal Aktiviteleri
Sevgi Erenerol'un anlatımına göre Papa Eftim Galatasaray taraftarı olmakla beraber, Şükrü Saraçoğlu ile birlikte Fenerbahçe maçlarına da gitmektedir. Çünkü o hiçbir takımın fanatiği değil, yalnız insanın fanatiğidir. Sinemayı çok seven Papa Eftim zaman zaman kiliseden çıkıp sinemaya gitmektedir. Bu konuda "Bir din adamının hayatın ilerleyişini takip etmesi lazımdır. Bunun için her zaman sinemaya giderim, hatta mümkün olsa kiliselerde ayinden sonra sinema göstermek taraftarıyım" diyen ve "Sinemadan aldığım zevk, kaptığım hisse çok büyüktür. Sinemanın rahat koltuklarından birine gömüldüm mü, ooohh... Bütün âlem bütün insaniyet gözlerimin önünde perde perde canlanır, her vakadan bir mana çıkarırım, her hadisenin bir ibret alınacak noktasını bulurum" sözleriyle sinemanın hayatındaki yerinin büyük olduğuna vurgu yapan Papa Eftim, aynı zamanda şiir ve edebiyatlada ilgilenmektedir. Abdulhak Hamid'i okuduğunu ve çok sevdiğini, onun Avrupai şair olduğunu söyleyen Papa Eftim, Tevfik Fikret, Halit Ziya, Hüseyin Rahmi ve Reşat Nuri'yi beğenerek okuduğunu ifade etmektedir. Papa Eftim'in çok az uyuduğundan, ona birkaç saatlik uykunun yeterli geldiğinden ve en büyük hobisinin de okumak olduğundan bahseden Sevgi Erenerol'a göre Papa Eftim yalnız din, edebiyat veya şiir kitapları değil bütün dünya siyasetine dair kitaplar okumaktadır. Papa Eftim buna bir yerde mecburdur, çünkü böyle bir mücadelenij içibde olmak çok okumayı ve çok bilgi sahibi olmayı gerektirmektedir.
Papa Eftim'in Zorluklara Karşı Mücadelesi
Atatürk'ün "Hayat demek, mücadele demektir!" sözünü düstur edinen Papa Eftim'e göre insanoğlu mücadele gücünü asla kaybetmemelidir. Bugün sokakta kalsa, kundura boyacılığı ya da vapur çımalığı yaparak düşmanının elinden ekmeği söküp alacağını ve aç kalmayacağını ifade eden Papa Eftim, kilisede yaşadığı zorluklardan örnekler verdiği şu sözlerinile hayatla nasıl mücadele ettiğini anlatmaktadır: "Ve şu gördüğünüz kilise içinde hayatla ne kadar mücadele etmişimdir. Mesela öyle zamanlar olmuştur ki bütçenin darlığından dolayı sabahleyin karanlıkta kalmışımdır. Kimseye göstermeden mabedi süpürmüşümdür. Kandilleri kendi elimle temizlemiş, yağlarını değiştirmiş ve fitillerini yakmışımdır. Sonra kürsüye çıkarak bir ruhani reisi olarak sanki iki saat evvel süpürge elinde olan adam ben değilmişim gibi söz söylemişimdir. Kaç aylar mabedin kapısındaki kapıcı odasında hem binayı beklemiş hem de kapıcılık etmişimdir. Bütün bunlardan sıkılıyorum mu sanıyorsunuz? Katiyyen. Bilakis mücadele kuvvetimin fazla olduğunu gördükçe memnun oluyorum."
Papa Eftim'e Neden Baba Eftim Deniliyor?
Papa Eftim'in torunu ve Türk Ortodoks Patrikhanesi Basın Sözcüsü Sevgi Erenerol, kendisiyle yaptığımız görüşme sırasında sormuş olduğumuz "Neden Baba Eftim? Papa Eftim'e gerek Atatürk gerek Alparslan Türkeş gerekse diğer devlet adamları neden 'Baba' diyerek hitap ediyorlardı? Papa Eftim bu sevgi ve saygıyı nasıl
Reklam
Papa Eftimin Atatürk Sevgisi
Papa Eftim, Atatürk dendiği zaman gözlerinden yaşlar boşanan, hayatının en büyük şerefini bir zamanlar Ata'nın yakınında olmakta bulan bu temiz yürekli, kadife bakışlı Orta Anadolu çocuğunu bugün sadece hümanist bir din adamı olarak değil, tarihimizin şerefli bir mücahidi sıfatıyla hürmetle yad ediyoruz.
Papa Eftimin Vatanına, Milletine ve Devletine Bağlılık İçinde Olması
Vaazlarında, özel konuşmalarında, yazılarında daima şu telkini yapmıştır: 'Beraberce yaşadığınız Türk milletinin bir ferdi olduğunuzu kabul ediniz. Dinlerimiz ayrı olabilir ama hepimiz Türk'üz. Rahat, kaygusuz, mutlu bir vatandaş olarak yaşamanın temel şartı nufüs kağıtlarımızdaki tabiyet hanesinin icaplarını yerine getirmektir.' Eftim politikanın getireceği acılara göğüs gerecek kadar imanlı ve hakikat güneşinin doğuşunu bekleyecek kadar sabırlı idi. Elinden kiliseleri alındı, ses çıkarmadı. Reisicumhurların Fener Patriğini kucaklamalarını gördü, aldırmadı. Hastaneleri başka ellere devredildi, itiraz etmedi. Türk Ortodoksları için özel mezarlık istedi, redle karşılandı, ümidini yitirmedi. Vakıf kaynakları Fener Patrikhanesi'nin emrine aktarıldı, boyun eğdi. Patrikler lüks arabalarda haşmet ve debdebe ile dolaşırlarken o yarım ayakkabı ile azınlıkları tek tek dolaşmaya, onları Türklük yolunda uyarmaya çalıştı ve kilisede reform yaparak ilk defa Türkçe ayin yapan din adamı olma şerefini kazandi. Ve seneler geçti, hadiseler Papa Eftim'in ne kadar hakli olduğunu ortaya koydu. Kıbrıs davası ortaya çıktı, Fener Patrikhanesi bir ölüm sükununa bürünürken, milli davamızda Makarios'a karşı çıkan ilk din adamı gene Papa Eftim oldu.
Vefatının Ardından Türk Basınında Papa Eftim
Papa Eftim'in vefatı Türk basınında geniş çapta yer bulur. 19 Mart 1968 tarihli Milliyet gazetesi Papa Eftim'in ölümü ile ilgili bir yazısında bu büyük dava adamından şöyle bahseder: "Yanık yüzlü, temiz yürekli, kadife bakışlı bu Orta Anadolu çocuğu Ortodoks olarak doğmuştu. Büyük din cereyanlarının çatıştığı Küçük Asya'da
Papa Eftim'in Vefatı
Bütün bir ömrü Fener Rum Patrikhanesi'nin entrikalarına karşı mücadele etmekle geçen Papa Eftim, geçirdiği beyin kanaması sonucunda 14 Mart 1968'de vefat eder. Papa Eftim içib 17 Mart 1968'de Karaköy Merkez Manayio Kilisesi'nde Vali Vefa Poyraz ve milletvekillerinin de katılımıyla Türkçe dualar eşliğinde dini tören yapılır. Papa Eftim'in cenazesi daha sonra Şişli Rum Mezarlığı'na defnedilir.
Papa Eftimin Oğlu Selçuk Erenerolun Ermeni Kilisesinden Çıkarılması
Ermeni Patriği: "O Adamın Oğlunun Burada İşi Ne?" Kadıköy'de bulunan Surp Takavor Ermeni Kilisesi Mütevelli Heyeti Başkanı, kilise korosunun 27. kuruluş yıldönümü dolayısıyla 9 Mayıs 1965 Pazar günü yapılacak olan bir törene eskiden beri dost olduklarını Papa Eftim'in oğlu Selçuk Erenerol'u da davet etmiştir. Selçuk
646 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.