Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Anladım ama yetmedi çözmeye anlamak. Üzerinde zıpladığın taşın altında ezilen benim elimdi ve ne zaman bir şeyi halledecek gibi olsam yüzüme şaklayan tokat demek oldu hayat
Haksızlık bu Yaralanmış bakışlar Dünyaya sığmıyor çığlıklar Haksızlık bu Tarifsiz acılar Yokluğu avuçlayan çocuklar Yok olup gitmiş umutların altında Ezilen o insanlar Ama hayaller var ya Kimin gücü yeter onları yıkmaya Hangi çaresiz acı gem vurur aşka Ama hayat sürdükçe Çiçekler yine açacak ellerimizde Güneş yarın yine doğacak sevgiyle Aylin Livaneli - Haksızlık Bu
Reklam
Kürsüden
Bir şeyler söylemek zorundayım ya da kendini öyle hissediyorum. Fikirlerimin gün ışığında kitapla müjdelenen çocuklar, okumaya ve yazmaya hevesli olacaklar. Kendilerini ezilen halkların mücadelesine ve dünya barışına adayacaklar. Deniz Sarıtop denizsaritopsiirleri.wordpress.com/2022/06/26/kurs...
Kalbimin etrafında mütemadiyen sıkışıp ezilen bir şey var gibiydi.
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali
Ne diyordu değirmenci dayı ; Bu nasıl çark ulan ! Buğday bizim,ezilen biziz. Un olan biz,aç kalan hepimiz. Kim bu doymak bilmeyen şerefsiz ! #1mayıs
Ne diyordu değirmenci dayı; Bu nasıl çark ulan? Buğday bizim, Ezilen biziz. Un olan biz, Aç kalan biziz. Kim ulan bu doymak bilmeyen soysuz?
Reklam
Bazı şeylere yüz çevirebilirdik, mesela aşkı önemsemez, hayatın günlük telaşlarını dert edinirdik. Dünyadaki bütün yıkımlara gözlerimizi yumar, bir tekme de biz atardık ezilen insanlara. Ama yapamadık, bizler hayatı yıkanlardan değil, hayatı yeni baştan inşa edenlerden olmak istedik. Bu yüzdendir her şeye ve herkese aşk gözüyle baktık. Sırf bu yüzden herkes bizi kaybedenlerden zannetti. Oysa biz ruhları ve yürekleri körelmiş insanlara açık ara fark attık...
Şu göğsümün tam ortasında yanan, ezilen kanayan kalp! Ne olurdu ulan taştan olsaydın? Seni kırmak isteyenlerin bir vurmaya kafasını yarsaydın.
Sevmek, ne tehlikeli şey. İnsanı kendinden vazgeçiren bir şey, hiç güzel olabilir mi? Peki sevgili sevgilim, kendinden vazgeçen biri, artık kendisi değilse, seni nasıl mutlu edebilir ki? Sahi birini sevmek, onu mutlu etmenin yükünü niye bindirir ki sevenin sırtına. Sonra çıkıp herkes öldürür sevdiğini diye anlaşılmaz şiirler yazar birileri ve yüz sene sonra hoşuna giden bir tınıyla tekrar seversin bu gerçeği. Sadece seversin, peki üstüne düşünmek? Kötü bir şeyin üstüne düşünmek sadece mağdur olanların yaptığı bir şey olmalı. En fazla kendini yerine koymak vardır, o ise feci bir kanıksamanın altında ezilen bir enkaz şimdi.. Sahi sevgili sevgilim, kendini iyi hissettiğinde iyi ki var diyorsun ya hani, ben ne zaman iyi hissedeceğim kendimi ve ne zaman sen iyi ki var olacaksın? Ne iki yüzlü iş bu sevmek. Ve ne tehlikeli şey. Şimdi hem seviyorum seni hem de tehlikeli bir iş yapıyorum, tutup kendimden vazgeçiyor ve sonunda sevdiğin insanı sırf senin için yok ediyorum. Hem sevip, hem kendi kalmak mı? Onu daha sonra yazacağım sevgili sevgilim, şimdi dinlenme vakti... (alıntı)
Ağ Ve bir sofra gibi sersem önüne Yerli düşüncenin ürünlerini İnsanı kirleten heykeller gördüm Güneşi karartan kıyamet gibi Ey yolda kaybolan ezilen haber Asarak zamanı yenile çağı Betonlar mezardır düşe sevince Saksılar doğaya özlem eylemi Şiir bahçemizdi gökdelen oldu Aklımıza nasıl bak gülen oldu Soyumu yüklendim bu çağ içinde Urfa bir dağ gönlüm bir bağ içinde Mehmet Akif İnan
Reklam
Kayıp Şehir
Bir gece vakti Dolunayla birlikte Kayıp bir şehirde Yıkılan rüzgârlar Ve bir avuç sis Taşımak zordu Bir iken damlalarda Çırpınmak.
Benim mutsuz çocukluğum, bulanık Bir asık yüz gölgesinde titreyerek Baba korkusuyla geçti. Sevinç bile sert eserdi odalarda Susmak saygı, gülmek ayıp, izinsiz Konuşmak en büyük suçtu. İlk yazımda filizimde dalımda Çocuk kusurlarımda, çocuk suçlarımda O rüzgâr yıllarca, yıllarca esti. Sanki üzerimden yeryüzü geçti Gövermedi gövermiyor bir türlü Yüreğimde ezilen yaşama tutkusu
Şükrü Erbaş
Şükrü Erbaş
Okuyup arastırmayan masal ninnilerle uyutulan topluluk..
Anatolıan armanias ( bir zamanlar anadoluda ermenıler ) yıl 2009 :Türklerle kürtler bir oldu bizi katletti .Biz 1915 deki intıkamımızı alıcaz yıl 2015 çözüm sureci : Türkler faişt , kürtler ermeniler ezılen halk biz intıkamımızı türklerden alıcaz Yıl 1980 abd nın adamı saddam başta ırak iran savaşı Saddama gıden el altından kımyasallar ve halepçe katlıamı ( kürtlere sahıp cıkan , türkıye ) Yıl yakın zaman : surıye iç savas İngılız kralıcesınin bizim cocuklar dıyıp , daes ide abd nın kurduğunu ıtıraf eden trump Bi pyd ye bi daeş e silah kürtler gözunde ( abd kahraman , türkıye faşist ) Oysa hep sahip çıkan türkıye , turkler idi....
Ne diyordu değirmenci; “Bu nasıl çark ulan! Buğday bizim, ezilen biz. Un olan biz, aç kalan biz. Kimdir bu doymak bilmeyen soysuz?”
SAKLI BEN
Herşeyi duymuştum ve herşeyden biraz kalıyordu Sahi ağrıyan şeyler ağır gelmeye mi başlamıştı da Bir karış yüryüzene hapsediyordunuz birbirinizi Kaç metre kare yere saklamıştınız göz yaşlarınızı Kıyılarına sıkıştığım şehir ürkütüyorsun umutlarımı Kimseye anlatmayın ve unutmayın denizin sesini Senin bir ismin vardı ezilen ismimin yanında Bakire topraksın sen dolanıyorsun ayaklarıma Paslanmış bir gemi sabahları terliyor durmadan Şarabın kanıma karışmasını bekliyorum ve Dövdüğü kıyıları izliyordum ağzımda bir cigarayla Karların yağmasını bekliyorum ha yağdı ha yağacak Elimde bir kadehle, sanki hayat uzuyor susuyordum ✒️Fatih ÇAVDAROĞLU
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.