Harbi muvaffakiyetle bitiren galipler, aldıkları yerleri paylaşmak için, masa başına oturunca, öylesine birer madrabaz haline gelirler ki… birbirlerinin gırtlağına bile sarılırlar.
Sayfa 315 - Yağmur YayınlarıKitabı okudu
Ermenilerin Avrupa kamuoyu üzerindeki Türk düşmanlığı propagandası, öylesine etkili olmuştu ki, Türk’ü vuran katil, adeta bir fedai kahraman sayılıyordu. Vurulan zavallı da, kim vurduya gidiyordu.
Sayfa 309 - Yağmur YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Yenilmiş, mahvolmuştuk ama, bir Çanakkale zaferimiz, bir Kutülamare zaferimiz ve nihayet bir Medine gibi kahramanlıklarımız vardı.
Sayfa 299 - Yağmur YayınlarıKitabı okudu
Vaktiyle büyük medeniyetlere sahne olmuş, üç büyük Peygamber vermiş, cihan için vahdaniyet mücadelesini başarmış olan bu tarihi ülkelerde şimdi, bu günün nimetlerinden, umranından, ilim ve hatta ahlakından yoksun yaşayan insanlar, Koca Akif’in duygulu ve imanlı kalbini incitiyordu. Şark, şark diye o kadar özlediği yerlerde göreceği bu muydu? “Bu manzara, bu sefalet, bu iptidailik, bu çöküş nedir?”
Sayfa 290 - Yağmur YayınlarıKitabı okudu
Alemin kalbine, vicdanına, inancına karışıp da illa benim dediğim gibi düşünecek, benim dediğim gibi inanacaksın, demeye ne hakkınız var?
Sayfa 288 - Yağmur YayınlarıKitabı okudu
Böylece ben, ancak 24 saatlik ömrü olan ilk Suriye Hükümetinin başkanı olmuştum. Yirmi dört saat sonra İngilizler, ne hükümet, ne de Araplara istiklal denen şeyler… Hepsini unutuvermişlerdi. İngiliz politikası işte buydu.
Sayfa 280 - Yağmur YayınlarıKitabı okudu
Reklam
947 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.