Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

ibrahim ilker erikçi

ibrahim ilker erikçi
@falsolukul_
gaziantep-aydın
12 okur puanı
Mart 2021 tarihinde katıldı
Descartes'ın "cogito, ergo sum" u ("düşünüyorum, o halde varım"ı) kendi kendine gönderen bir önermedir; düşündüğünüzü yadsıyın, bunu yaparken düşünüyor olacaksınız; var olduğunuzu inkâr edin, bu olgu size var oluşunuzun kanıtını verir.
Reklam
Böyle azgınlıkları vardır halkın; Her ülke nefret eder komşusunun tanrılarından Ve inanır gerçekliğine yalnız kendi tanrılarının.
Sayfa 132 - Cem YayıneviKitabı okudu
Marx'a göre, bir ülke tamamen laik de olsa orada yaşayan insanların büyük çoğunluğu hâlâ dindarsa ortada bir sorun vardır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"İnsanlar doğuştan iyi ve rasyoneldir. İnsanların sefalet ve mutsuzluğunun temel nedeni cehalettir. Güç sahiplerinin de işine gelen bu cehaletin sebepleri büyük ölçüde maddidir. Dolayısıyla, insanlığın kurtulması için iki şey gereklidir: eğitim ve maddi koşulların değiştirilmesi."
Amerikalı gazeteci John Swinton ona "var olan"ın ne olduğunu sorduğun da Marx'ın verdiği yanıt yaşamının özetiydi aslında: "Mücadele."
Reklam
...insan düşüncesi muhafazakâr bir yapıya sahiptir. Güneş ışınları optik sinirlerimize birkaç dakika içerisinde ulaştığı için, güneş aslında çoktan batmış olsa da onu görmeyi sürdüren gözlerimiz gibi, insan zihni de dış etkenleri geriden takip etmeye meyillidir.
Sayfa 109Kitabı okudu
Devletin ve imtiyazlı sınıfların baskısı altındadır toplum.
Sayfa 139 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Dünya tarihi dedikleri, insanın insan emeği sayesinde yaratılışından ibaret. Demek ki toplum da fert de, kendi kendini yaratıyor. Ve tarih bunun inkâr kabul etmez delili
Sayfa 119 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Saint-Simonculara göre tarih "insanın insanı sömürmesi tarihi". Bu sömürme çağlar boyu çeşitli kılıklara girmiş. Esaretin yerine toprak köleliği geçmiş, şimdi de proletarya sömürülmekte. İki sınıf var: sömürenler, sömürülenler, yani efendilerle ecirler, plebler ve patriciler. İşçinin hayatı da, hürriyeti de, ailesi de, servet monopolünü elinde tutan, yani üretim araçlarına sahip olan küçük bir azınlığın elindedir.
Sayfa 100 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Kaç millet varsa, kaç nazariyeci varsa o kadar da sosyalizm var. Ama hepsinin de temeli aynı, hepsinin de dile getirdiği aynı sınıfın, işçi sınıfının acıları ve ümitleri.
Sayfa 75 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Tüketiciler üreticilerin sırtından geçiniyorlarsa düzen bozuktur, bugün olduğu gibi. Endüstri rejiminde toplumu, üretici yani ehliyet yönetir. Ehliyetin ölçüsü eserdir.
Sayfa 62 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
İnsanlar bugüne kadar tabiatla teker teker savaşmışlar adeta, bundan rekabet doğmuş, emekler boşa harcanmış; İnsanlar birbirlerine kumanda etmekten vazgeçip, emeklerini birleştirseler, tabiatı çok daha kolay, çok daha çabuk fethederlerdi. Ne düşman olurlardı birbirlerine, ne emekleri boşa giderdi.
Sayfa 56 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Saint-Simon'a göre, her düzenli toplum iki güce dayanır: manevî güç, maddî güç. Ortaçağ'da manevî güç rahiplerin elindeydi, maddî güç savaşçıların yani asillerin. Kurulacak yeni düzen de iki kuvvete dayanacaktı: manevî gücü bilginler, maddî gücü endüstriyeller temsil edecekti. Kimdi bu endüstriyeller? Saint-Simon 1817'de Fransızcaya kazandırdığı bu kelimeyi şöyle tanımlar: "Endüstriyel, toplumun çeşitli üyelerinin ihtiyaçlarını veya fizik zevklerini karşılayacak bir veya birçok maddî vasıtayı üretmeğe veya üretilen malları bu fertlere ulaştırmağa çalışan adam".
Sayfa 54 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
38 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.