Karanlıkları deldi günün ışıkları
Nuruyla aydınlattı seherleri
Örtüleri parçalayıp çıktığında ortaya
Secde eder önünde tüm kâinat
Şimşekler onu korumak için çakınca
Gözyaşları yağmurlar gibi dökülür
Hatıralarımın açıklanamayan bir yanı var, beni dizginsizce çekiyor, öyle güçlü çekiyor ki birkaç saat çevremdeki her şeye karşı duygusuz kalıp her şeyi, gerçek her şeyi unutuyorum. Ve bugün yaşadığım her şey, acı olsun, kederli olsun, tatlı olsun, her şey bana geçmişimdeki benzer bir şeyi, genellikle de çocukluğumda, çocukluğumun altın çağlarında olan bir şeyi hatırlatıyor. Ama bu tür anlardan sonra fenalaşıyorum. Biraz güçsüzleşiyorum, hayalperestliğim yıpratıyor beni, sağlığım da zaten gitgide kötüleşiyor.
Sayfa 135 - otuz beşinci basım, can, 2022, varvara
artık sadece benim yaşayışımla -mutluluklarımla, acılarımla, öfkelerimle- yaşadığınızı görmek beni etkiliyor! Eğer başkasının olan her şeyi insanın kalbine alması ve aynı güçte hissetmesi mümkün olsaydı, doğrusu, insan bundan en mutsuz insan olurdu.
Sayfa 123 - otuz beşinci basım, can, 2022, varvara
Ah, ne yapacağım, ne olacak benim kaderim? Çok ağır geliyor benim böyle bir bilinmezlikte olmam, bir geleceğimin olmaması, başıma ne geleceğini tahmin edememek. Geriye bakmak da korkutucu. Orada hep acı var, bir hatırayla bile kalbim iki parçaya ayrılıyor. Beni mahveden kötü insanlar yüzünden sonsuza dek ağlayacağım!
Aklında bazı anlar var. Ölüm anları. Yaşamanın yetmediği ya da tam tersine çok ağır geldiği anlar. Bu birbirinin tam zıttı anlardan birinde ölmüş olabilir. Devlet on iki yaşındaki bir çocuğu öldürdüğünde Rıfat da ölmüş olabilir. Sevgilisi kırda güzel sesiyle bir Sait Faik öyküsü okurken Rıfat oracıkta ölmüş olabilir. Belki de kitapçıyı basan polislerin cop darbeleriyle ölmüştür.
Huzurevinden aradılar: Rıfat'ın babası ayağına çengelliiğne batırmıştı. Sağ ayağı sargılar içinde yatağında yatıyordu.
"Batırmadım!" diye itiraz etti ihtiyar, "Çengelliiğne taktım." Rıfat'ın bir şey demesine fırsat vermeden devam etti: "Ben çocukken anacığım çarşafların, yorganların baş kısmıyla ayak kısmı karışmasın diye çengelliiğne takardı."
Rıfat , "İyi ama baba, sen yorgan değilsin, çarşaf değilsin!" dedi, babasına baktı. Bakar bakmaz da, başıyla ayağını değil belki ama hayatının başıyla sonunu karıştıran bir ihtiyara baktığını anladı.