Yolu bulamadan böyle şaşkın, bitkin dolaşıyorum, kalbim de amel defterim gibi kapkara kesildi! Rehberim ol Yârab, sil defterimi! Gönül levhamı her iki cihanda da pîrüpâk eyle!
Ey Yüce Yaradan! Ben Senin yolunda âciz bir kulum! Topal karınca misali Senin kuyuna düşmüşüm! Bilmiyorum hangi sınıftanım (kulluğuna lâyık mıyım), neredeyim, neyim ve kimim? Bedenimde takat, ruhumda saadet, elimde kazanç, servet, istirahat yok... Gönülden de mahrumum! Hayatım, kanayan kalbimin kanı içinde kaydı gitti! Hayattan hiçbir kâr elde edemedim! Bütün yapıp ettiklerim zarar ve ziyandan ibaret! Can dudağıma geldi dayandı, hayatım da son sınıra değdi değecek. Gönlüm şaştı, dünya kayboldu, şekiller silindi, mânâya varıncaya kadar her şeyi yitirdim.
Ey aşk eti, kime sevda derdinin zerre kadar ışığı vursa
Erse ondan bir kadın doğar, kadınsa ondan bir er vücuda gelir.
Âdem'den kadının doğduğunu görmedin mi? Meryem'den erin doğduğunu duymadın mı?
Fakat ne lazımsa hepsi tamamlanmadıkça, bu iş kimseye tamamıyla açılmaz.
İsteksiz kişi şaşkındır... Hâşâ, onun canı yoktur; cansız bir suretten ibarettir.
Eline bir inci, mücevher hazinesi düşse bile, isteğe daha hararetle yapışman, daha istekli olman lazım!
İyice bil ki,günahtan yüzlerce âlem olsa bir tövbenin hararetiyle erir,yok olur...yoldan kalkar!
Lütuf ve ihsan denizi dalgalanınca erin de günahını mahveder,kadının da!
Tanrı tövbeden bir ateştir parlattı mı o ateş neyi bulursa yakar,yandırır,mahveder.