Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İttihat ve Terakki'nin İstanbul mebuslarından gazeteci Hüseyin Cahit (Yalçın), Cemiyet'in bu konudaki endişelerini şöyle anlatır: "Rütbesiz, nişansız, şan ve şöhretsiz bir gencin Vezaret unva­nıyla Sadrazamlığa çıkmasını, bu memleketin havsalası almazdı. Hükümetin başına çıkmayı onların zihinleri almadığı gibi, mem­leketin de hazmedebilmesi imkansızdı ... 1908 Temmuz'unda İttihat ve Terakki Cemiyeti bir posta başkatibi olan Talat Efendi'yi Sad­razam ilan edemezdi; buna şartlar ve haller imkan vermezdi... Eğer böyle bir şey olsaydı, memlekette muhakkak anarşi çıkardı. .. İttihat ve Terakki Cemiyeti mensupları da bunu fark etmişler ve yüksek makamlara geçmeye kalkışmamışlardı."
Genç Osmanlılar'ın devlet ku­rumunun mensupları ve ürünleri olmalarına karşılık, Jön Türkler, yeni kurulan devlet okullarındaki müderrisler, Batı hukuku okumuş avukatlar, gazeteciler, küçük memurlar, bürokratlar ve Batılı anlayışa uygun harp okullarındaki ikinci derecedeki görevliler gibi yeni yeni oluşan meslek gruplarına mensuptular.
Reklam
Abdülhamit'in baskı rejimi sırasında, ıslahat hareketinin tabanı çok daha genişlemişti. Bunun nedeni, Abdülhamit'in ken­disinin giriştiği birtakım ıslahatlardı.
İttihat ve Terakki, 19. yüzyıl ıslahat hareketlerinin ve özellikle Genç Osmanlılar'ın çizgisinin bir uzantısıdır.
Bu davranışın nedenini, Jön Türkler'in toplumsal geçmişlerinde ve temelde tutucu olan yapılarında aramak doğru olur. Jön Türkler' in çoğunluğunu, toplumsal bir değişiklik yapmak istemeyen tutucu bir kitle meydana getirmekteydi.
Ama Cemiyet, bunu yapmadı. İktidarı işbaşında bulunan kabineye bırakarak, elindeki gücü yalnızca gerektiğinde kullanan, Anayasayı korumakla görevli bir denetleyici komite olarak kenara çekildi.
Reklam
Cemiyet, devrimden hemen sonra Saray çevresindeki grubu ve Abdülhamit'in casusluk ağını ortadan kaldırmak için harekete geç­mişti. Padişah ise, Sadrazam Sait Paşa'nın önerisine uyarak bütün siyasi suçlular ve sürgünler için genel af ilan etti.
Bu durumda, kısa sürede bir otorite kurulmazsa, ülkenin anarşiye sürüklenmesi olasılığı oldukça büyüktü.
Saray, askere, Res­ne'deki isyanı bir Sırp ayaklanması, İttihat ve Terakki Cemiyeti'ni de Hıristiyanlık taraftarı ve islamiyet düşmanı bir kuruluş olarak tanıtmaktaydı. Öte yandan, Büyük Avrupa Devletleri'ne, Cemiyet'in Hıristiyanlık ve Avrupa aleyhtarı olduğu söylenmekteydi.
Reklam
Dağa çıkışının ilk gününde Niyazi, Resne'den, çevre kasabaların idari makamlarına, Manastır Valisine ve Hilmi Paşa'ya bildiriler gönderdi.
Mahir Paşa'nın başkanlığındaki heyetin Selanik'e ayak basmasıyla olayların akışı daha da hızlandı.
Reval'in ıslahat taraftarları üzerindeki psikolojik etkisi yadsınamaz. Ancak, isyanları başlatan nedenleri bambaşka yerlerde aramak gerekir.
Nazım Bey'i öldürme girişimi, İngiltere Kralı VII. Edward ile Rus Çarı II. Nicholas'ın Reval'de buluştukları güne rastlamıştı.
1908 Mayıs'ında İttihat ve Terakki Cemiyeti, çalışmalarını gizli olarak sürdürmekten vazgeçip, Makedonya'daki duruma hakim olmak amacıyla yapılan toplantıda, açığa çıkmayı düşünmeye başlamıştı.
1.491 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.