Kâsım'ın cenazesini taşırken Mekke dağlarından birine bakarak:
"Ey dağ! başıma gelen şey sana olsaydı yıkılırdın deyişi canlandı gözlerinin önünde."
Asr-ı Saadet Radyo Tiyatrosu
Vahyin gecikmesininse çok ince bir hikmeti vardı. Allah en sevdiği kuluna bir şey öğretmek istiyordu. Ve onun bunu öğrenmesi inkarda direnen pek çok müşriğin hidayetinden daha önemliydi. Allah, resulüne şöyle diyordu:
"Hiçbir şey hakkında yarın şunu yapacağım deme. Ancak Allah dilerse yapacağım de. Unuttuğun zaman Rabbini an ve umarım Rabbim beni bundan daha doğru olana ulaştırır, de."
Asr-ı Saadet Radyo Tiyatrosu
Belki de hepimiz sessizce kabul etmeliyiz; 'anlam' biz çözmeye çalıştıkça düğümlenen bir sır. Biz bulduğumuzu sandıkça daha da kolay saklıyor kendini bizden.
Anlamın varlığını hissediyor, kokusunu alıyor, esintisinin varlığımızda uyandırdığı heyecanı fark ediyoruz ve sonra herhangi bir şeymiş gibi yavaş yavaş terk ediyoruz onu unutulmaya.
Peygamberimiz: "Ey Hatice, şimdi bana kim inanır?, deyince Hz.Hatice söyle cevap verdi:
"Kimse inanmasa bile ben inanırım."
Asr-ı Saadet Radyo Tiyatrosu