Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şehre gece inip aynalar sıra karıştığında yalnızlığın oyuncakları dolaşıyor odama: Bir başka hayattan çalınan anlar, uzun koşularda soluğunu yitiren yollar, masaların altına saklanan sesler, nane kokan sözler... Pusulamın nefesini içime çekip nazlı kalemimi kutusundan çıkarıyorum. Birden hediye edildiği günü ve oyunları yalanlardan ayırmayı öğreten yaşlı adamın sözlerini hatırlıyorum.
Sayfa 11 - Can
Gündüz çalışmayı sevmem. Hep gecenin sessizliğini yeğlerim.
Sayfa 118 - Can
Reklam
“Bana güleceğinden eminim,” diye cevap verdi Basil, “fakat tabloyu gerçekten sergileyemem. Ona kendimden o kadar çok şey kattım ki.” Lord Henry divana iyice yayılarak güldü. “Güleceğini biliyordum ama gerçekten öyle.” “Demek kendinden çok şey kattın, öyle mi? Bu kadar kibirli olduğunu bilmezdim Basil. Şu kaba saba güçlü yüzüne, kömür karası
Sayfa 5 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Demek kendinden çok şey kattın, öyle mi? Bu kadar kibirli olduğunu bilmezdim Basil. Şu kaba saba güçlü yüzüne, kömür karası saçlarına bakıyorum da; fildişi ve gül yaprağından yaratılmışa benzeyen bu Adonis'le aranda en küçük bir benzerlik göremiyorum.
Belki gerçekten de bazı şeyler hızla sonuna ilerlemeden, yarım bırakıldığında güzeldir.
Garip, insan zamanın nasıl geçtiğini bir tek kendisinde göremiyor.
Reklam
Cem, yazılarımda “ileriye dönük” sözünü kullandığımda hemen uyarır: “İleriye dönük olmamalı, ileriye yönelik olmalı. ‘İleriye yönelik ve ‘geriye dönük’ arasında ciddi bir fark var bence. İlerisi önümüzde olduğu için, oraya dönemeyiz, yöneliriz. Dönülecek yer, geridedir. Daha önceden yaşadığın, bildiğin, tanıdığın bir yere dönebilirsin ancak.”
En basit konuları bile ballandıra ballandıra anlatmasıyla, girdiği her ortamın en sevilen insanı olmayı başarır. Oysa ben istemeden de olsa girmek zorunda kaldığım ortamlarda, bırakın onun gibi gürültücü olmayı, “yok” olmayı tercih etmişimdir her zaman.
Bütün kapılar ardına kadar açıldıktan sonra, açılamayacak kilitler yapmanın ne gereği var?
Sayfa 105Kitabı okudu
Hatta yaş günümde bana deri kaplı bir defterle harika bir dolmakalem hediye edip, “Bu sayfalar dolmayı, bu mürekkep senin sözlerinin izini bırakmayı istiyor,” demişti.
Sayfa 128Kitabı okudu
Reklam
Çünkü ben hala kötü öyküler yazan kötü bir yazarım.
Sayfa 131Kitabı okudu
Belki gerçekten de bazı şeyler hızla sonuna ilerlemeden, yarım bırakıldığında güzeldir.
Garip, insan zamanın nasıl geçtiğini bir tek kendisinde göremiyor.
Her sözünü ayıklamalısın, sevgili­ye sunulan bir karpuzun çekirdeğini ayıklar gibi.
hayatın karanlık yüzüne bile bu kadar aydınlık gözlerle bakabilmesi beni daha ilk günden şaşırtmıştı açıkçası.
166 öğeden 136 ile 150 arasındakiler gösteriliyor.