Sırpsındığı Zaferinin Hikâyesi şudur:
Papa Beşinci Urbain in teşviki ve Filibe'nin Osmanlılar tarafından fethi sırasında (1363) Sırbistan'a kaçmış bulunan eski Filibe muhafızının tahrikiyle Macar Kralı Birinci Layoş, Osmanlılara karşı bir Haçlı Ordusu hazırladı. Sırp Kralı beşinci Uroş'un, Bosna Kralı Tvartko'nun, Ulah Prenslerinden Bassarab ve Layko'nun desteğini kazandı. Müttefik Haçlı kuvvetleri Macar Kralı Birinci Layoş'un kumandasında Meriç'i geçip Edirne'ye yaklaştı." Baskın o gece yarısı vuku buldu... Cıva gibi akıcı kuvvetler şimşek olup haçlı karargâhı üstüne çaktılar. Her taraftan yükselen “Allah Allah” sesleri düşmanı ürküttü. Çoğu körkütük yatan Haçlı Ordusu komutanları, şuurlarını toplayacak gayreti dahi gösteremediler, Krallar, prensler can derdine düştü. Müthiş bir panik baş gösterdi, Plan tıkır tıkır işliyordu. Hacı İlbey umduğundan da şahane bir netice almıştı. Haçlı güruhunun bir kısmı Osmanlı kılıçlarına lokma olurken bir kısmı Meriç Nehri'nde boğuldu, bir kısmı da esir düştü (1364).
Osmanlı/Filibe
Şehre hakim tepede kurulmuş bulunan Pembe Konak, zarafet ve ihtişamı hatırlatıyor. Ünlü Fransız şairi Lamartin, Osmanlı coğrafyasına doğru yaptığı gezi sırasında Filibe'ye uğradığında bu evdekalmış. Tarih 1833. Kaldığı evi ve hâlâ korunan eski Filibe evlerini görünce Osmanlı için söylediklerinin anlamını kavramak mümkün olabiliyor: “Bu ülke fakir, fakat bu ülkenin iki özelliği olan; 'temizlik ve güzellik'; hiçbir Fransız'ın tasavvur etmesi bile mümkün değil."
Sayfa 34-35Kitabı okudu
Reklam
Bağdat'ta dirilirim, Şam'da vurulurum Endülüs'te bir berberi çiçeğiyim Kurtuba'da açarım Ben Küçük ve mavi gözlü bir balkan çocuğuyum Topaçlarım dağıldı Yüreğim dağlandı Bosna'da bilge kralım Mostar'da duru akan bir suyum Şehr-i Filibe'den huşu ile Bursa'ya bakarım. Ben Kafkas doruklarında uçan bir
Vakıf sistemi İstabul'da ve öbür şehirlerde külliyeler, kültürel ve ticari mer­kezler yaratmıştır. Her önemli Osmanlı kentinde merkezi bir ulu cami ve bedesten olurdu. Ayasofya tstanbul'un ulu camii olduğu zamanlarda, Fatih Sultan Mehmet, cami vakfına ait olmak üzere bir bedesten yapılmasını emretmiştir. Yangın ve yağmaya dirençli taş
Sayfa 143 - PdfKitabı okudu
MEÇHUL ŞEHZADE: DELİ KURT Olay Örgüsü 1403 yılının sonlarıdır. Üstü örtülü bir kağnı gecenin karanlığında ilerlemektedir. Genç bir atlı tedirgin bir şekilde kağnıyı yönetmektedir. Kağnıda Yıldırım Bayazıd'ın oğlu İsa Beğ'in eşi Bala Hatun vardır. Bala Hatun hamiledir. Osmanlı sipahisi Çakır Ağa onu sütanasının evine götürmektedir.
Attila fütuhatına başladı...
Alanların ve Ostrogotların inkıyadı ve Vizigotların muhacereti Hunları, Urallar'dan Karpatlara kadar uzayan bütün ova mıntıkasının hakimi vaziyetine getirmekte idi. Karpatlar'daki boğazlardan yahut Elak ovasından sonra Macar ovasını işgal ettiler. Burada Gepidler onların tabiiyetine girdi. Bu hakimiyetlerini buradan Tuna'nın sağ sahiline bile teşmil ettiler (405-406). Bu tarihlerde Rouas, Rougas veya Rougila, Muncuk (Moundzouk veya Moundioukh) ve Oktar adlı üç kardeş reisin idaresinde üç kola ayrılmış görünmektedirler. 425 senelerine doğru bu üç kardeş aynı zamanda saltanat sürmekte idiler. 434'de bu üç kolun Muncuk'un iki oğlu Bleda ve Attila tarafından idare edildiğini görmekteyiz. Bleda, Attila tarafından çok çabuk bertaraf edilmiştir. İşte bu sırada Attila fütuhatına başladı. Daha 441'de Doğu İmparatorluğu'na harp ilan ederek Tuna'yı geçti, Sırbistan'daki Morava Nehri'ni mansabına doğru takip ederek Niş (Nisch, Naisus)'i aldı; Filibe (Philippopolis)'yi yağma etti ve keza yağmaladığı Lüleburgaz (Arcadiopolis)'a kadar Trakya'yı harabeye çevirdi. 448 sulhünde İmparatorluk kendisine Tuna'nın güneyinde bugünkü Belgrad'dan Ziştova(Chistova)'ya uzanan ve Niş yüksekliğine kadar gelen bir arazi şeridini terke mecbur oldu.
Sayfa 91
Reklam
127 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.