Dewrêşê Evdî destanı da, tıpkı Mem û Zîn, Siyabend û Xecê, Tahir û Zahrê, Filîtê Quto, Evdalê Zeynê, Zembîlfiroş, Çetelê Axê, Emê Gozê, Mala Nêsir, Şex Seîdê Kal destanları gibi, birçok değişik biçimi olan bir kahramanlık destanıdır. Bu destanların çoğunda olduğu gibi burada da Dewrêş ve Edûl arasında kuvvetli bir aşk vardır. Destanın kök olayının 18. yüzyılda Urfa Viranşehir’de geçtiği sanılmaktadır.
Viranşehir’de Milan aşireti reisi Temir Paşa hüküm sürmektedir. Derwêş ise Şengal bölgesinden gelmiş Êzidî (Yezidi) dinine mensup bir Kürt’tür. Müslüman olan Temir Paşa’nın kızı Edûl ile birbirlerini severler. Dewrêş, Milan aşiretine yapılan saldırıda öne çıkan bir kahramandır. Aşağıdaki kesitte anlatılan kısma göre İbrahim Paşa, Milan aşiretine saldırır. Milan aşireti üyeleri, aşiretin ağası olan Temir Paşa’nın yirmi yedi sütunlu çadırında bu saldırıya karşı nasıl bir savunma yapılması gerektiğini görüşürler. Bu sırada yiğit Dewrêş’in babası Evdî de oradadır. Yetmiş beş yaşında olan Evdî, İbrahim Paşa’yı küçümseyerek konuşunca gülüp ayıplarlar onu. Yaşlılığıyla alay edip Yezidi dinine mensup olmasını alay konusu ederler. Evdî evine dönüp oğlu Dewrêş’e kendisiyle dalga geçtiklerini anlatır. Bunun üzerine Dewrêş çadıra gelir. Bu sırada İbrahim Paşa’nın süvarileri Milan aşiretinin çadırları arasına dalarlar. Herkes korkuyla bekleşirken Dewrêş dışarı çıkıp kırk süvariyi öldürür. Büyük bir savunma savaşı başlar