Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

yiğit can kaş

Bugüne dek hiçbir devrimci pratik,Marksist kuramın bütünlüğünü aşan bir radikalizm taşımamıştır ve böyle bir aşma bundan sonra da mümkün olmayacaktır.Örneğin,Marx'ın 1859 Önsöz'ündeki aşırı determinist vurgularının ya da Engels'in Fransa'da Sınıf Mücadeleleri'ne 1895 tarihinde yazdığı Önsöz'deki kimi belirlemelerinin,daha sonraki pratiğin "sağında" kaldığı söylenebilir.Ama bunlar Marksizmin kuramsal bütünlüğünü ve özünü eksiksiz yansıtan vurgu ve değinmeler değildir.Bu nedenle Leninizm ve 1917 Devrimi ,bir bütün olarak Marksizmin radikalleştirilmesi değildir.Dünyada, en başta yabancılaşma ,devlet ve sınıf mücadelesi kuramları ile komünizm vizyonunu sağda bırakacak bir pratik ortaya çıkmadığı sürece ,Marksizmin radikalleştirilmesinden ya da daha radikal bir başka öğreti tarafından aşılmasından söz etmek büsbütün anlamsız olacaktır.
Sayfa 146Kitabı okudu
Reklam
En sevdiğim kitaplardan biri olan,Nazım'ın Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim'inde bir sahne var."Hapishanelerde gerekirse ömrüm boyunca yatabilirim..."diye başlayıp devam eden uzun bir iç hesaplaşma yapar.Çok iyidir o bölüm .Benim için gerçekten o biçimdeydi,örgütlü bir devrimci olmak.Artık uğruna tereddütsüz ölünecek bir davanız var.Daha doğrusu örgütlü olmak artık daha büyük bir iç huzurla gerektiğinde ölebilmek ,bu davayı sürdürebilecek bir "Partim var " demekti.Artık partin var,yoldaşların var ve ölüm bile sana kaybettiremeyecek duygusunu yaşıyorsun.Bu çok kritik ve gerçekten bütün benliğimi,bütün varlığımı partili mücadeleye vermemi sağlayan bir iç huzurum oldu.
Sayfa 126Kitabı okudu
384 syf.
·
Puan vermedi
·
33 günde okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
1914-1918 savaşında sırf bu yüzden on milyonlarca insan öldürülmüş ya da sakat bırakılmıştır.Bu hakikat bütün ülkelerin emekçileri arasında karşı konmaz bir güç ve hızla yayılıyor,çünkü her şey bir tarafa, savaş her yerde eşi görülmedik bir yıkıma yol açmıştır ve her yerde,"muzaffer"ülkelerde bile savaş borçlarının faizlerini ödeme vakti gelmiştir.Nedir bu faiz? Kapitalistler arasında kâr paylaşımı sorununu çözüme bağlamak adına on milyonlarca işçi ve köylüye birbirleri öldürme ve sakat bırakma iznini tanıma nezaketi gösteren milyoner beyefendilere ödenen milyarlık haraçtır.
Maden emekçilerinin "öyle mi alay komutanı"seslenişi sokaktaki fiili bir direnişin sonucu olarak ortaya çıktığı için toplumsal hafızaya kazındı.
Sayfa 108Kitabı okudu
Reklam
Tabii ki herkesin pek çok kimliği var; ben de bir futbol takımının taraftarıyım,Boşnak bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldim.Kimi doğuştan kazanılan,kimini sonradan edindiğimiz pek çok kimliğe sahibiz. Fakat birleştirici olan ne ? Türk olmak mı ? Müslüman olmak mı ? Bunların hepsi ,bizi anlamsız bir ikiliğe sürükleyerek karşıtını da var edebiliyor.Fakat işçi-emekçi kimliği en geniş kesimleri birleştirme özelliğine sahip. Bir grevi düşünün.O grevi kazanabilmek için fabrikadaki tüm işçilerin kenetlenmesi gerekir.Dolayısıyla fabrika dışında bizi bölen kimlikler anlamsızlaşır,kimse mezhebiyle,memleketiyle ayrışmaz,birbirimize sırtımızı yaslar ve patronlara,onların uşaklarına,grev kırıcılara karşı yoldaşça mücadele ederiz.
Sayfa 104Kitabı okudu
Deprem oluyor,yurttaşlarımızı kaybediyoruz,"Şimdi konumuz siyaset değil"diyorlar.Koronavirüs salgını tüm yoksulları kırıp geçiriyor,"Bu mesele üzerinden siyaset yapmayalım"diyorlar.Oysa depreme karşı önlem alınması için toplanan vergiler,bu vergilerin kimden toplandığı,oluşan bütçenin nereye harcandığı tam da siyasetin konusu.Virüs,evet,insanları siyasi görüşüne göre hasta etmiyor ancak siyasi karar ve uygulamalar,pandemide halkın hangi kesimlerinin sağlık ve ekonomi açısından korunacağını belirliyor.
Her geçen gün kadın hareketi daha etkin bir güç olarak gündem belirliyor.Kadınlar,son yıllarda iktidara kök söktüren,hep daha fazlasını talep eden ve bunu da kazanan en önemli toplumsal güç.Özellikle son yıllarda Türkiye'de kadınlar gerçek bir "ana muhalefet gücü" rolü üstlenmiş durumdalar.İktidarın tüm karşı hamlelerine,kendileri üzerindeki baskıyı artıracak tüm girişimlerine rağmen hiç teslim olmadılar.Örneğin AKP'nin kadınlara yönelik en büyük saldırılarından biri olan İstanbul Sözleşmesi'ni iptal etme yönündeki girişimlerine karşı kadın hareketi bir milim bile geri çekilmedi.Savundukları her başlıkta sağlam ve kararlılar.
Bundan 50-60 yıl önce,tüm sağlık hizmetlerinin alınıp satılan birer metaya dönüştürülmesi akla gelebilecek bir şey değildi.Paralı eğitim ,paralı sağlık ayıplanırdı.Kimsenin,kamusal işletmelerin,onlar eliyle verilen hizmetlerin satılmasını savunması mümkün değildi.SSCB'nin çözülmesi sonrasında özelleştirme adı altında kamusal olana karşı başlatılan büyük saldırı,yoğunlaşarak devam ediyor.
Kapitalizmin normali köleliktir,fazlası değil.Kölelikten bir gram bile fazla olan herşey,işçi sınıfının örgütlü mücadeleleriyle kazanılmıştır.Biz ne kadar örgütlüysek,ne kadar mücadele edersek,sermaye sınıfı o ölçüde geri adım atmak zorunda kalır.
Reklam
Bir oturumda söylemiştim:Ülke tarihinden komünistleri çıkarırsanız geriye ne sanat kalır ne edebiyat,ne sinema kalır ne müzik ne de bale.
Yoldaşlar!Çalışma komiserleri!Fabrikalardaki bütün toplantılarınızdan,işçi heyetleriyle konuşmalarınızdan durumu açıklamak için yararlanın.Elinize geçen her fırsattan yararlanın ki işçiler iki seçenekle karşı karşıya olduğumuzu bilsinler:ya yok oluş ya da özdisiplin,örgütlülük ve kendimizi savunma imkanı.Eğer siyasal bilinçli işçiler bütün yoksullara önderlik ederek küçük burjuvazinin her yerde şiddetlendirdiği ve bizim bastırmak zorunda olduğumuz kaosa ve dağınıklığa karşı seferberlik ilan etmezlerse ,Kornilovların geri dönmesi tehlikesiyle karşı karşıya olduğunuzu ve Kornilovların günde bir dilim tayın uygulamasıyla birlikte geleceğini bilsinler.Sorun her siyasal bilinçli işçinin yalnızca kendi fabrikasında efendi olduğunu da hissetmesi ,kendi sorumluluğunu bilmesi sorunudur.Siyasal bilinçli işçiler kendi sınıflarını temsil ettiklerini bilmek zorundalar.Siyasal bilinçli işçiler sosyalizm temel görevinin ne olduğunu anladıkları gün zafer bizim olacaktır.İşte o zaman gerekli güçlere kavuşacağız ve savaşabileceğiz.
yiğit can kaş

yiğit can kaş

, bir kitabı okumayı düşünüyor
Seçme Şiirler
Seçme ŞiirlerBertolt Brecht
8.5/10 · 268 okunma
"Demokratik ' Avrupa'da henüz kadınlara oy hakkı verilip verilmemesi gerektiği bile tartışma konusu olmasına karşın,Bolşevikler kadınlara oy hakkı tanımakla kalmamış,diğer alanlarda da kadın-erkek eşitsizliğinin nesnel zeminini kaldıracak adımlar atmışlardı.
282 syf.
·
Puan vermedi
·
28 günde okudu
Bolivya Günlüğü
Bolivya GünlüğüErnesto Che Guevara
8.3/10 · 315 okunma
347 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.