Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Algılarımız mutlak bir dünyayı yansıtırmış gibi, tecrübelerimize kesin gözüyle bakma eğiliminde vazgeçmeliyiz.
Sayfa 56
Belki de bilgimizin kökenine dokunmaktan kaçınmamızın sebeplerinden biri, analiz aracını analiz etmek için yine analiz aracını kullanmamızdaki döngüselliğin yarattığı hafif baş dönmesi hissidir. Bu bir gözden kendini görmesini istemek gibidir.
Sayfa 55
Reklam
Akıl kartalı nasıl olup da kendi yansımasında kendini avlayabilir?
Sayfa 20
Sürekli kendimize ilişkin tanımlar üreterek yaptığımız tanımlar "insan olmak"tır
Esasında bize en yakın olan dünyayı,algı dünyamızı neyin oluşturduğunu bilmemek büyük bir utangaçtır.Bu dünyada utanılacak pek çok şey vardır, ama bu cehalet en kötülerinden biridir.
Geç kalmış olalım olmayalım, elimizde sadece bugün vardır
Reklam
Ötekinin inkarı ile (bu inkarın kendisini gösterdiği çeşitli biçimler içinde) elde edilmeye çalışılan barış bizi karşılıklı anlayış yolundan saptırır. Çünkü bir yandan, bu reddediş ve kayıtsızlığın ürettiği iletişimsizlik işbirliğini engeller, kendiliğinden gelişen toplumsal dayanışmayı ve buna eşlik eden yaratıcılığı azaltır. öte yandan, belli bir toplumsal istikrar biçimi için mücadele etmek, eğer bu istikrar ötekinin inkarı çağrısı yapılarak ve karşılıklı nefret yaratılarak elde edilmişse, kendi doğası içinde bir aldatmacadır ve tozlu bir yolun asude sessizliğinde çelik bir baston yardımıyla yürümeye benzer.
Sayfa 26
"Çok ağır bir yükü taşıyabilmek için merkezini bilmek gerekir. Keza ruhlarını güzelleştirebilmek için doğalarını tanımaları elzemdir insanların." Egonautica
Aziz Yuhanna'nın dediği gibi: "Başlangıçta söz vardı." Eylem yoksa eğer hiçbir şey yoktur. Sözü hiçlikten eylem ayırır.
Reklam
Doğamızda hiçbir şeyi özellikle sevmez, hiçbir şeyden özellikle nefret etmeyiz. Peki nasıl öğreniriz sevip nefret etmeyi? Nasıl oluyor da insan denen varlık öyle bir şiddetle nefret etmeyi öğreniyor ki diğerlerini, kendi yıkımını da beraberinde getirecek şekilde mahvetme yoluna giriyor?
Yeryüzünün her yerini (hatta uzayı) fetheden insanlık, kendi kendisini fethetmeyi beceremediği, kendi doğasını anlayıp buna göre davranmadığı için sonuna gelmiş, uygarlığımız gerçekten yok olma tehlikesi altına girmiş olabilir mi?
Kendimizi Bilmenin Gerekliliği
Çok ağır bir yükü taşıyabilmek için merkezini bilmek gerekir. Keza ruhlarını güzelleştirebilmek için doğalarını tanımaları elzemdir insanların.
Evrim az çok seyahat tutkunu bir heykeltıraşa benzer: Dünyayı dolaşarak buradan bir ip, şuradan iri bir teneke parçası, oradan bir odun parçası alır ve bu malzemeleri hiç sebep olmaksızın,sırf birleştirebileceği için birleştirir -
Sayfa 133Kitabı okudu
56 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.