Galibin dili… cezasız kalmaz onu konuşmanız, nefes gibi içinize çeker, ona göre yaşarsınız. Herhalde bir kurtarıcı bekleyen, onuru zedelenmiş, zor durumdaki halk kadar uygun olanı yoktur faşizm için. Führer ve devleti bu ihtiyacı giderdi savaş mağlubu Almanya’da. Her şeyin ‘en’ iyisini yaparak. ‘En’ üstün olduğunu iddia ederek. ‘En’ abartılı sözcükleri, rakamları kullanarak. ‘En’ büyük yalanları söyleyerek. ‘En’ büyük orduya ve ‘en’ iyi silahlara sahip olarak. Vasat bir olayın, kararın, toplantının, uygulamanın başına ‘tarihsel’ sıfatını ekleyerek. Bıkıp usanmadan ‘laf kalabalığı’ yaparak. Yalan söylemekten bir an olsun çekinmeyerek ve üstelik en aptalca yalanları söyleyerek… Burada şaşırtıcı olan, sayılarla söylenen yalanların utanç verici ölçüde kısa ömürlü olmalarıydı; kitlenin düşüncesizliğinden ve tamamen aptallaştırılabileceğinden emin olmak, Nazi doktrininin esasları arasındadır.
Toplum içinde var olan nahoş gelenek kalıntıları ve manevi akımlar, partiler ve sendikalar gibi basitçe yasaklanamıyordu tabii. Ama devlet erkinin uygun şekilde devreye sokulmasıyla bir belirsizlik ve korku atmosferi yaratıldı ve bu atmosfere kültürel hayat da adapte edilebildi.
Reklam
Politik-kültürel özgüvenin ve özellikle de liberal demokrat vatandaşlar ve aydınlar arasında varolan eleştirel sağduyunun hızla yozlaşması, gerçekten gözlenebilen bir durumdu.
Geri15
53 öğeden 51 ile 53 arasındakiler gösteriliyor.