Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

furkan

Kimi kadın ise, aile içerisinde egemenlik kurmada fazla ileri gidebilir. Bu durum özellikle edilgin eğilimleri olan bir babanın varlığı ile pekiştirilir ve kadın, çocuklarının yanı sıra kocasının da annesi rolünü üstlenir.
Reklam
O denli ki, birçok ailede görünürde baba tarafından alınan kararların asıl sahibi annedir, ama durum babanın erkeklik rolüne gölge düşürmeyecek bir biçimde yönetilir.
Kendilerine amaç edinmiş oldukları «refah toplumu» düzeyine eriştiklerinde bireyler, sahip oldukları maddi bolluğa karşılık, boşluk, anlamsızlık ve yabancılaşma gibi daha önce hiç tanımamış olduktarı duyguları yaşamaya başlamışlardır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsanın kendi içinde ürettiği kargaşa dış dünyadaki gerçek tehlikelerden çok daha ürkütücüdür.
Öyle ki, bazen birbirini yeni tanıyan iki insan reddedilme kaygıları sonucu birbirlerine yaklaşamazlar; her biri diğerinin kendisini kabul etmeyeceğini düşünür, ve aslında gelişebilecek bir ilişki bu nedenle başlatılamaz. O reddetmeden ben reddedeyim kaygısı sonucu yalnız kalan insanların sayısı o kadar çoktur ki!
Reklam
İlkel toplumlarda cezalar daha acımasızdır. Çünkü yeterince yapılaşmamışlardır ve bundan ötürü de güvensizdirler. Bir toplum oturdukça cezaları da hafifler.
Bir insanın kendisinde var olan düşmanca eğilimleri başkalarına mal etmesi biçiminde yaşanan bu duyguya alınganlık denir.
Bu gözlemlerden hareket ederek geliştirilen bir varsayıma göre bebek, dölyatağındayken titreşimlerini algıladığı annenin kalp atışlarını doğduktan sonra da bir süre algılama ihtiyacındadır.
Samimiyetsizlik uygarlıkla gelişmiştir. Çünkü uygarlıkla birlikte diplomasi de gelişmiş, çalınacak şeylerin sayısı da artmıştır. İlkel insanlarda mülkiyet geliştikçe hırsızlık ve yalan da başlar.
İnsan doğası zora ve baskıya karşı inatla direnme eğilimindedir.
Reklam
Belirli aralarla annenin kendisiyle ilgileneceğini bilmek çocuğa güven sağlar. Yaşamının ilk yıllarında bundan yoksun katan kişi, yetişkin döneminde belirsizliklere karşı aşırı duyarlıdır. Kolayca paniğe kapılabilir.
Bir insanın kendine güvenmesi çocukluk yıllarında çevresine duyduğu güvenle başlar.
Bkz. Oblomov-Olga ilişkisi
Gerçi bazen görünürde kişilerden biri çocuksu ve ilkel davranışlarda bulunurken diğeri sağduyuyu temsil eder, ama sağduyuyu temsil eden kişi aslında kendi içindeki çocuğa yabancılaşmıştır ve onu karşısındaki insanda sever. Bir başka deyişle, aslında kendini sever.
Sayfa 123 - metisKitabı okudu
Kendi başımıza bi­reyler olarak gayet güzel anlaşıyoruz ama biz Amerikalı, onlar Britanyalı olduğu anda sıkıntı ufukta beliriyor.
Sayfa 104 - *Sel YayıncılıkKitabı okudu
İkinci Dünya Savaşı'nın da uzun küresel savaşların sonuncusu olduğu su götürmez. Bir sonraki savaş, eğer bu savaşın olmasına izin verecek kadar salaksak, her türlü savaşın sonuncusu olacak. Ve eğer bu kadar salaksak, evrimsel açıdan türümüzü devam ettirmeyi hak etmiyoruz demektir.
Sayfa 17 - *Sel YayıncılıkKitabı okudu
94 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.