Ashab-ı Kehf, "mağara arkadaşları" demektir. Kur'an-ı Kerim'de kıssaları anlatılan genç ve yiğit, yedi kişidir. Bu yiğit gençler, zamanlarının zalim hükümdarı Dakyanus'a itaat etmeyip bir mağaraya sığınmışlardı. Putlara tapan bir kavmin içinde, Allâhü Teâlâ'nın varlığına ve birliğine inanan bu gençler, inançlarını açıkça anlatıp putlara tapmayı reddetmişlerdi. Devrin zalim hükümdarı Dakyanus'tan ve zorla din değiştirmekten kurtulmak için bir mağaraya saklanmışlardı. Yanlarında adı Kıtmir olan köpekleri de vardı. Mağarada "bir gün kadar" uyuduklarını sanan 7 arkadaş, 309 sene buyunca mağarada uykuya daldıklarını, yiyecek almak için şehre gittiklerinde anlamışlardı. Allâhü Teâlâ, öldükten sonra dirilmenin hak olduğuna bir misal vererek, bu gençleri 309 yıl boyunca uyuttuktan sonra diriltmiş/uyandırmıştı.
Korkmayıp, zalim hükümdara boyun eğmeyen ve sonunda da başarılı olan bu yiğit gençlerin kıssası, Kur'an-ı Kerim'in on sekizinci suresi Kehf Suresi'nde anlatılmaktadır. Bu Ayet-i Kerimeler, Allâhü Teâlâ'nın sonsuz güç ve kuvvetinden bahseder. Mağara arkadaşlarının bedenlerinin asırlar boyunca çürümeden nasıl korunduğunu anlatır. Zulüm karşısında, her zorlukta, her sıkıntıda Allâhü Teâlâ'ya sığınanların, mutlaka galip geleceğini
bizlere anlatır.