Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Kitaplarıngamzesi

Annesi ağlıyor Pavel'in.Aslında ağlamamak geçiyor içinden.Dik durmak, güçlü görünmek oğlunun yanında.Ana ağlarsa oğul da ağlar.Ama anneler oğullarına söz geçiremez işte. "Ağlama.."diyor Rus subay yaşlı kadına. "Gözyaşlarına daha çok ihtiyacın duyacaksın!" Bu öfkeyi tanıyorum.Devlet gibi konuşan adamların öfkesi bu.Devletin sahibi olduğunu iddia eden, nefret dolu yüzleriyle, ağızlarından tükürük saçan adamların öfkesi.Ne çok genç adama ve genç kadına bulaştı bu öfke,bizim topraklarımızda da.Gencecik çocukların bağlı gözlerinden, geleceği ve hayalleri çaldılar. "Bir annenin çocukları için akıtacak gözyaşları her zaman vardır!"diyor kadın. Hayatın içinde umudun bitmemesi de hep bu yüzden.
Reklam
Annesi ağlıyor Pavel'in.Aslında ağlamamak geçiyor içinden.Dik durmak, güçlü görünmek oğlunun yanında.Ana ağlarsa oğul da ağlar.Ama anneler oğullarına söz geçiremez işte. "Ağlama.."diyor Rus subay yaşlı kadına. "Gözyaşlarına daha çok ihtiyacın duyacaksın!" Bu öfkeyi tanıyorum.Devlet gibi konuşan adamların öfkesi bu.Devletin sahibi olduğunu iddia eden, nefret dolu yüzleriyle, ağızlarından tükürük saçan adamların öfkesi.Ne çok genç adama ve genç kadına bulaştı bu öfke,bizim topraklarımızda da.Gencecik çocukların bağlı gözlerinden, geleceği ve hayalleri çaldılar. "Bir annenin çocukları için akıtacak gözyaşları her zaman vardır!"diyor kadın. Hayatın içinde umudun bitmesi de hep bu yüzden. Tarık Tufan bu kitabı "çoktan kabuk bağladığını düşündüğüm yaralarım vardı.Yanılmışım.Yazmaya başlayınca onlar da bir bir sızlamaya ve bazen de kanamaya başladı."yazara göre yazmak böyle bir şey. Göremediğimiz, bazen de görmek istemediğimiz şeyler çarpıyor yüzümüze.Hepimizin derinlerde sustukları, unuttukları,unutmaya çalıştıkları,tuttukları gün yüzüne çıkıyor, yazarın da dediği gibi yazmak ne kadar kanatıyorsa yaraları, okumak da bir o kadar iyileştiriyor.Bu kitapta da okuyucu illa kendine göre bir bölüm bulacaktır diye düşünüyorum.
120 syf.
10/10 puan verdi
Bir Adam Girdi Şehre Koşarak
Bir Adam Girdi Şehre KoşarakTarık Tufan
8/10 · 8bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Avrupa’da Orta Çağ ile dinin tekeline geçmiş olan yönetimin; bilim, felsefe ve sanat üzerinde yarattığı tahribat, ancak coğrafi keşifler ve ticaret ile Rönesans, yani yeniden doğuşun başlamasıyla temizlenebilmiştir. Bu yeni çağ Dante, Cervantes ve W. Shakespeare gibi büyük edebiyatçıların yanında; Da Vinci, Locke gibi büyük bilim adamları ve düşünürlerin kürsüye çıkmasına vesile olmuştur. İnsanı, hümanizmayı esas alan yeni yönetim anlayışının getirisi her alanda görülmüş, Avrupa’nın yükselişinin temelini atmıştır.İlk kez İtalya'da başlayan ve diğer ülkelere yayılan Rönesans düşüncede ve sanatta arzulanan bağımsızlığı insanın insana yönelmesini kendi maddi_manevi varlığının dünyadaki yerini almasını sağladı.Tiyatronun dinin tekelinden kurtulması ve özgür bir alan haline gelmesiyle bu dönemde bir çok eserler yazılmış,bunlardan biri de hepimizin bildiği Romeo ve Juliet'tir. İki düşman ailenin çocuklarının birbirine aşık olmaları ve bu aşkın bedelini canlarıyla ödemelerinin öyküsü olan bu eser sayısız sahnelenmiş,bir çok kez ilham kaynağı olmuştur.
Reklam
Hababam Sınıfı'yla tanıdığımız Rıfat Ilgaz 1911'de Cide'de doğdu.Kastamonu Muallim Mektebi'ni bitirdikten sonra Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümü'nden mezun oldu.Türkçe öğretmeni olarak çalıştı ve edebiyat kapısını şiirle araladı.Sınıf adlı ikinci şiir kitabı sıkıyönetim kararıyla toplatıldıktan sonra altı ay hüküm giydi. Sonra Sabahattin Ali, Aziz Nesin,Mim Uykusuz ile birlikte çıkardıkları Markopaşa başta olmak üzere çeşitli dergilerde çıkan yazıları kitapları nedeniyle bir çok kovuşturmaya uğradı ve yaşamında bir çok kez tutuklu kaldı.1947'de öğretmenlikten çıkarılınca (insanların düşünce ve ifadelerinden ötürü mesleklerinden atılmaları o dönemde olduğu gibi hala devam ediyor)hayatını öykü, roman, köşe yazıları yazarak kazandı.1974'te Yenigün gazetesinden emekli oldu,1993'te aramızdan ayrıldı. Gelelim Apartman Çocukları'na mizah ustalığını eşsiz gücüyle, eğlenceli bir serüvene dönüştürerek anlatan üstad Anadolu'nun çeşitli köylerinden İstanbul'a gelenlerin yaşadıkları çelişkiler, insanlar arasındaki ilişkilerin yapaylığı ve yapmacıklığıyla üç apartman olan Şeref, Namus, Vicdan apartmanlarında yaşayan bir çok meslek grubundan kişilerin anlatıldığı bu eser beni bir dönemin sevilen "Bizimkiler" dizisine götürdü. Böyle büyük ustaların yaşadıkları döneminde hapse atılmaları,eserlerinin yasaklanması bu kişilerin yıllar geçtikçe kıymetini daha da arttıyor ve eserleri günden güne beğenilip halk tarafından benimseniyor.
Bu kitap bir antoloji,bir biyografi, hatta bir tarih kitabı ve konuşmacının biyografisi ile konuşmasının önemi ve sonuçlarına yer verirken dünya tarihinin özeti olarak okuyup etkilendiğim bir çok bilgi edindiğim bir eser oldu.Savaş çağrılarından ateşkeslere, özgürlük isyanlarından ilham kaynağı sözlere,kutlamalardan anmalara kadar bir çok konuşmayı derleyen bu eser figürlerinin seslerini tarihsel bağlamda bir araya getirmiş. Konuşmalarıyla dünyaya yön veren bu karakterlerin içinde diktatörlerden, devlet adamlarına, kraliçelerden,askerlere, özgürlük uğruna can verenlere, devrimcilere geniş bir yelpazeyle bize sunulmuş.Suikaste kurban giden(Abraham Lincoln,Gandi, Kennedy, Martin Luther King, MalcomX,İndira Gandi, Enver Sedat)'a Napolyon'a,Hitler'e Stalin'e,Lenin'e,Churchill'e,Gorbaçov'a,Bush'a,Papa'ya,Prenses Diana'ya,Obama'ya....50'nin üzerinde tarihi figüre yer veriyor.Savaşları başlatanından, katliamları soykırımı destekleyenine, monarşiyi savunana,ihtilalleri gerçekleştireninden, sürgüne gönderilene, barış çağrısı yaparken öldürülene, idama gönderilene kiminin gözünde kahraman, kiminin gözünde diktatör olan ve yaptıklarıyla dünyanın kaderini değiştiren bu kişiler hakkında bilmediğim o kadar çok şey varmış ki....
Mike Pearl’in kaleme almış olduğu “En Sonunda Oldu” isimli çalışma modern dünyanın, bizi korkutan problemlerini dile getirip, somut çözüm önerileri sunuyor, zaman zaman popüler kültüre de referanslar vererek, eğlenceli bir üslupla anlatıyor. Çoğunlukla “Öyle olsaydı ne olurdu?” sorusuyla konuya giren yazar, İngiltere’de monarşinin kaldırılması, Suudi Arabistan’da petrolün bitmesi, sentetik et üretimine geçilmesi, bireysel silahlanmanın yasaklanması, nükleer savaş ihtimali gibi konulara değinip, olayları hem gazetecilik tecrübesine hem de akademik verilere dayanarak yorumluyor. Bu açıdan bakıldığında “En Sonunda Oldu”, yazarın da iddia ettiği gibi zaman zaman hem sizi dehşete düşürüyor hem de eğlendiriyor..#arkakapak Güncel bir konu olduğu için ilgimi merak uyandırıcı diye düşündüğüm,kitap tasarımı da güzel dediğim kitap beklentimi karşılamadı (akıcı değil ve çeviri kötü olmuş)
Okuyan herkesin kendini bulması dileğiyle: 📗"Bir kez kendini bulmuş olan kişinin bu yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur artık. Ve bir kez kendi içindeki insanı anlamış olan bütün insanları anlar.” Stefan Zweig, az sayıda sayfaya, çok şey sığdırabilen, mekânları, zamanı ve insanın iç dünyasını çok güzel biçimde betimleyebilen usta bir yazar. Seçkin bir burjuva olarak rahat ve tasasız varoluşunu sürdürürken giderek duyarsızlaşan bir adamın hayatındaki dönüştürücü deneyimin hikayesi olan "Olağanüstü Bir Gece"de burjuva ahlakından saparak ilk defa "suç"işleyen bir adamın böylece yeniden hissetmeye başladığını, kötücül ve ateşli hazları olan gerçek bir insan olduğunu fark etmesiyle onu gece aleminin son atıklarının arasına, hayatın en dibindeki lağımlara sürüklenmesine varış noktasında ise ruhani uyanışına şahit oluyoruz. Zweig insan psikolojisinden gerçekten çok iyi anlıyor,insana özgü her duyguyu iliklerimize kadar işliyor,okumadığım kitabı kalmasın istiyorum.Zweig'i daha yakın tanımak isteyenler Dünün Dünyası adlı otobiyografisini mutlaka okumalılar.  
Livaneli'nin Rüzgarlar Hep Gençtir adlı kitabına başladığımda malum şu günlerde köyde evdeydik.Kitabın ilk bölümünün başlığı"Keçiler ve Koyunlar"ı okumaya başladığımda ben de oğullarımla keçileri sevip gelmiştik.Babannesinin Livaneli'yi "bu benim yavrum keçidir! Öteki çocuklar koyundur, onların büyük kuyrukları her türlü
892 öğeden 811 ile 825 arasındakiler gösteriliyor.