Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kitaplarıngamzesi

424 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Görme Duyma Konuşma
Görme Duyma KonuşmaDaniel Palmer
8.2/10 · 547 okunma
Reklam
Umberto Eco ne de güzel demiş"Mutlu insanların hikayesi olmaz diye". Jack London tarihin ilk milyoner yazarıydı. Ancak milyoner olmak her zaman mutlu olmak için yeterli gelmiyor. Jack London'ın da hayatı problemlerle doluydu. Bipolar bozuklukla cebelleşiyordu. Bunun etkisiyle intihar girişiminde bile bulundu. Pasifik'te yelkenli ile yaptığı bir gezi sırasında tropikal bir hastalık kaptı. Ne yazık ki bu hastalığı kenndi yöntemleriyle tedevi etmeye çalıştı ve afyon, eroin, cıva vs. gibi maddeleri içeren bir karışım hazırladı ve bunu kendine enjekte etti. Bu karışım onu iyileştirmedi Dahası böbreklerinin iflas etmesine yol açtı. Ve 40 yaşında Jack London hayata gözlerini yumdu.Yazmaya başladığı 17 yıl içinde kitaplarının sayısı elliyi buldu. İçinde dört farklı hikayenin bulunduğu ilk hikaye olan Kızıl Veba kitaba adını vermiş.Bir dedeyle üç torunu arasında geçen macera niteliğinde,dedenin kızıl veba hastalığını ve insanlığın geçmişteki halini torunlarına anlatması romanın ana çerçevesini oluşturuyor. Sosyalist bir yazar olan London bu eserde günümüz dünyasını ve kapitalist düzeni eleştiriye dayanan bilim_kurgu niteliğinde bir kitap bırakmış bize.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
432 syf.
7/10 puan verdi
Otuz sekiz yaşındaki Kitty Miller küçük bir dairede kedisiyle yaşamaktadır. Liseden beri en yakın arkadaşı olan Frieda'yla birlikte küçük bir kitabevi işleten Kitty'nin ailesi, arkadaşı ve kitabevi arasında geçen sıradan yaşamı bir gün başka bir yerde uyandığını fark etmesiyle allak bullak olur. Daha önce hiç görmediği bu ev, onun evidir yine de. Başka bir dünyada, başka bir aileyle ve arkadaşlarla farklı bir yaşam… Hangi dünyanın gerçek, hangisinin rüya olduğunu bir türlü anlayamaz. Genç kadının gerçek hayatıyla hayali yaşamını sorgulaması arasında geçen bir süreç başlar. Bu iki dünya arasında bocalarken de travmalarıyla, acılarıyla ve geçmişiyle yüzleşmesi gerekir. Peki ya gerçeklerle yüzleşecek cesareti yoksa? Bu kitapta insanların bir gerçekte yaşamış olduğu bir de hayatım şu şekilde olsa nasıl olurdu diye kurguladığı, kendi içinde düşündüğü, hayal ettiği bir hayata şahit oluyoruz. Yazar da bu düşünce doğrultusunda gitmiş olacak ki, bir gerçekle rüyanın birleştiği olay örgüsü ile karşılamış biz okurlarını... Tarz olarak değişik bir kitap ve yalın anlatımıyla bir çırpıda bitiveriyor.
Tozlu Rüyalar Kitapçısı
Tozlu Rüyalar KitapçısıCynthia Swanson · Martı Yayınları · 20151,082 okunma
Otuz sekiz yaşındaki Kitty Miller küçük bir dairede kedisiyle yaşamaktadır. Liseden beri en yakın arkadaşı olan Frieda'yla birlikte küçük bir kitabevi işleten Kitty'nin ailesi, arkadaşı ve kitabevi arasında geçen sıradan yaşamı bir gün başka bir yerde uyandığını fark etmesiyle allak bullak olur. Daha önce hiç görmediği bu ev, onun evidir yine de. Başka bir dünyada, başka bir aileyle ve arkadaşlarla farklı bir yaşam… Hangi dünyanın gerçek, hangisinin rüya olduğunu bir türlü anlayamaz. Genç kadının gerçek hayatıyla hayali yaşamını sorgulaması arasında geçen bir süreç başlar. Bu iki dünya arasında bocalarken de travmalarıyla, acılarıyla ve geçmişiyle yüzleşmesi gerekir. Peki ya gerçeklerle yüzleşecek cesareti yoksa? Bu kitapta insanların bir gerçekte yaşamış olduğu bir de hayatım şu şekilde olsa nasıl olurdu diye kurguladığı, kendi içinde düşündüğü, hayal ettiği bir hayata şahit oluyoruz. Yazar da bu düşünce doğrultusunda gitmiş olacak ki, bir gerçekle rüyanın birleştiği olay örgüsü ile karşılamış biz okurlarını... Tarz olarak değişik bir kitap ve yalın anlatımıyla bir çırpıda bitiveriyor.
Reklam
İnsanı, içine akan yaranın kanı öldürüyor.Dışarı akan o kanı gören varsa anlıyor halinden.Agliyorsan,inliyorsan şanslısın demek ki, elinde tutan,yarana derman olan mutlaka bir yerden çıkıyor karşına.Unutuldum sandığında bile asla unutmuyor seni bu dünyaya yollayan.
Bir tek benim başıma geldi sandıklarım, dünya üzerinde milyarlarca kez yaşandığını idrak ettiğimde sakinleştim.Ne öğrenmenin ne de şaşırmanın bir sonu vardı zira.Herkes kendine özel hikayesinin içinde ya kayboluyor ya da geleceğe kalacak bir sonuca doğru yol alıyordu.
Üç Kız Kardeş İclal Aydın'in okuduğum ilk kitabıydı. Türkan,Dönüş ve Derya isimli üç kız kardeşin hikayesini anlatıyor ve Ayvalık’ta geçen çocukluklarından başlayarak ; gençliklerini , maceralarını, hayatlarının dönüm noktalarını okuyarak günümüze kadar olan süreciyle noktalanıyor. Kitap, ortanca kardeş Dönüş’ün günlük tutmasıyla başlayan ve en sonunda bütün anılarını derlemeye çalışması ve kız kardeşlerinin bu anılardaki kendileri hakkındaki boşlukları doldurmaya çalışmasıyla akıp gidiyor. İçinizi ısıtacak, adeta o masalın içine çekiverecek kadar doğal, yalın anlatımıyla okuyucuyu sıkmadan akiveren bir kitap, okurken size de çocukluğunuzu,ailenizi dünü bugünü yarını düşündürttüyor. Ön yargıyla okuyamam dediğim kitap iki günde bitiverdi,dizilerden TV programlarından tanıdığım yazarın daha bir çok kitabını okuyacağım. 📗Bir tek benim başıma geldi sandıklarım, dünya üzerinde milyarlarca kez yaşandığını idrak ettiğimde sakinleştim.Ne öğrenmenin ne de şaşırmanın bir sonu vardı zira.Herkes kendine özel hikayesinin içinde ya kayboluyor ya da geleceğe kalacak bir sonuca doğru yol alıyordu. 📗 İnsanı, içine akan yaranın kanı öldürüyor.Dısarı akan o kanı gören varsa anlıyor halinden.Agliyorsan,inliyorsan şanslısın demek ki, elinde tutan,yarana derman olan mutlaka bir yerden çıkıyor karşıma.Unutuldum sandığında bile asla unutmuyor seni bu dünyaya yollayan.
424 syf.
10/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Klasikler neden bu kadar seviliyor, doğrudan 'halk'nezdinde oluştuğundan bütün seçkinci sınıfların müdahalesinin dışında olduğundan olabilir mi? Her dönemde geçerlilik,derin fikirler, özgün mesaj, geniş temsil gücü kendi türünün en iyi olması da çok etkili ve en önemlisi zamana karşı direnebilmeleridir. Dünya klasikleri içinde özellikle kadınların ayrı bir tahta oturttuğu, yaklaşık iki yüz yıl geçmesine karşın hala popülerliğini koruyarak ilgiyle okunan,bir çok filmi ve dizisi de ilham kaynağı olan Jane Austen"Gurur ve Önyargı" çok severek okuduğum bir kitaptı. İngiltere'nin bir kasabasında yaşamını sürdüren bir ailenin beş genç kızının psikolojik durumlarını bir aşk ekseni içinde, öyle etkin capcanlı resimlenmiş ki;hala severek okunmaktadır. Sıradan bir insanın yaşamına ironi ile dokunulan,gozlem ve insan tahlilleri ile roman kahramanları karşınızda adeta canlanıyor. Yazar kendisi de 21 yaşındayken Lefroy adlı kişiye aşık olup onun çocuksu davranış ve garip takıntıları yüzünden bir türlü mutluluğu yakalayamamıştır.Ablasının desteğini her zaman hisseden yazar kitabında da yine abla karakteri olan Jane ve kendi aşkı olan Lefroy' da kitapta hayat bulan gururlu Mr.Darcy kendisini de önyargılı olarak Elizabeth olarak yansıttığını düşünüyorum.
Gurur ve Önyargı
Gurur ve ÖnyargıJane Austen · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202375,9bin okunma
Klasikler neden bu kadar seviliyor, doğrudan 'halk'nezdinde oluştuğundan bütün seçkinci sınıfların müdahalesinin dışında olduğundan olabilir mi? Her dönemde geçerlilik,derin fikirler, özgün mesaj, geniş temsil gücü kendi türünün en iyi olması da çok etkili ve en önemlisi zamana karşı direnebilmeleridir. Dünya klasikleri içinde özellikle kadınların ayrı bir tahta oturttuğu, yaklaşık iki yüz yıl geçmesine karşın hala popülerliğini koruyarak ilgiyle okunan,bir çok filmi ve dizisi de ilham kaynağı olan Jane Austen"Gurur ve Önyargı" çok severek okuduğum bir kitaptı. İngiltere'nin bir kasabasında yaşamını sürdüren bir ailenin beş genç kızının psikolojik durumlarını bir aşk ekseni içinde, öyle etkin capcanlı resimlenmiş ki;hala severek okunmaktadır. Sıradan bir insanın yaşamına ironi ile dokunulan,gozlem ve insan tahlilleri ile roman kahramanları karşınızda adeta canlanıyor. Yazar kendisi de 21 yaşındayken Lefroy adlı kişiye aşık olup onun çocuksu davranış ve garip takıntıları yüzünden bir türlü mutluluğu yakalayamamıştır.Ablasının desteğini her zaman hisseden yazar kitabında da yine abla karakteri olan Jane ve kendi aşkı olan Lefroy' da kitapta hayat bulan gururlu Mr.Darcy kendisini de önyargılı olarak Elizabeth olarak yansıttığını düşünüyorum.
Reklam
400 syf.
7/10 puan verdi
·
6 günde okudu
"Kuklacı Çocuk" Eva Weaver tarafından yazılan 2.Dünya Savaşı yıllarını anlatan bir eser. Eserde Polonya Yahudilerinden bir ailenin başından geçenleri, savaşın acımasızlığını, Yahudilere yapılan adaletsizliği elinden geldiğince tüm çıplaklığıyla anlatmaya gayret göstermiş. Bu konuda yazılmış daha dehşet verici kitaplar okuduğum için çok fazla etkilendim diyemem. Beni asıl etkileyem Alman asker Max’in Sibirya’daki askeri kamptan kaçarak memleketi Almanya’ya ulaşana kadar yaşadıkları, çektiği acılar ve savaştan duyduğu pişmanlıklardı. Kitabın ön ve arka kapakları çok özenle hazırlanmış albenisi yüksek dili de sade ve anlaşılır ama bu konuda yazılan diğer kitaplar kadar beni etkilemedi.
Kuklacı Çocuk
Kuklacı ÇocukEva Weaver · Koridor Yayıncılık · 2014607 okunma
908 öğeden 886 ile 900 arasındakiler gösteriliyor.