…Peki ben inanıyor muyum Tanrıya? Sanki önemli olan soru buymuş!
…Diyeceğim, eski zamanlarda, yani insanlığın ilk çağlarında insanların bazen öküzlere, bazen atlara, kuğulara filan tapınmalarını anlıyorum. Çağlar boyunca sürüp giden bir arayış ve buluş hikayesi bu. Oysa insanların gerçekten öküzlere, atlara, kuğulara falan taptıkları doğru değil. Aslında insanlar kendilerindeki birtakım niteliklerin, özelliklerin farkına varıp bunların ne kadar olağanüstü şeyler olduğunu düşünmüşler. Bu niteliklerden biri belki de atları hatırlatmış onlara. İnsanlarla atlar arasında birtakım ortak nitelikler görmüşler, bu yüzden de ata tapmışlar. Gerçekte ise, taptıkları atta da var olan kendi nitelikleriymiş. Aslında atın kendisine tapmıyorlarmış, sizin anlayacağınız!
Devletler, teokrasiler ve örgütlenmiş ordular elbette dağılmış köylü milletinden güçlüdür, boyun eğmek zorundadır köylüler; ancak radikal olarak düşmanları olan bu medeniyetin savaşlarını ve şanlı zaferlerini kendilerinin gibi saymazlar. Yüreklerinde tek yankı bulan savaşlar bu medeniyete, tarihe, devlete, teokrasiye ve ordulara karşı kendilerini savunmak için mücadele etmiş olduklarıdır. Kendi kara bayraklarının altında ordusuz, düzensiz ve umutsuzca mücadele ettikleri savaşlardır bunlar. Mutsuz, kaybedilmeye mahkum edilmiş, vahşi, umudu yitirilmiş ve tarihçilerin bir türlü akıl erdiremediği savaşlardır.
…’Ayrılalım bu köyden ‘, dedim, ‘yerleşecek bir yer buluruz herhâlde, hükümet de yardım eder.’
…
‘Demek hükümet yardımı ha, öğretmen oğlum? Hükümeti tanır mısın sen?
‘Hükümeti biz de tanırız, tanımasına. Gel gör ki, anasını tanımayız.’
…
Dünyadan haberiniz yok sizin. Zenci her şeyi yapabilir, istediği her şeyi. Zenci grev yapar, her şeyi durdurur, vinçler durur, tramvaylar durur. Işıklar nerede? Sadece yıldızlar var. Zenci ışıktır, zenci tramvaydır. Yoksul beyazlar ve zenciler, hepsi köle ama her şey onların ellerinde. Artık köle olmak istemiyorum desinler yeter ki, o zaman köle olmazlar. Arkadaşlar, grev yapalım. Çünkü grev kolye gibidir. Boncuklar bir aradayken güzeldir. Bir boncuk düşse diğerleri de düşer. Dostlar, greve gidelim, artık açlık çekmemek için mücadele edelim…
…Jubiabá ellerini kaldırdı ve bağırdı:
“Exu zapt etti onu”
Sayfa 325 - Kırmızı Kedi Yayınevi 2018Kitabı okudu